26 Nisan 2011 Salı

www.modanisa.com

işte sürprizlerden birisi
tıklayınız ve mail adresinizi mutlaka bırakınız :)
benden söylemesi...





25 Nisan 2011 Pazartesi

bir tepsi hikayesi..

Şu sıralar yakınımda olmasından çok ama çok mutlu olduğum iki insan var

geçtiğimiz günlerde buluştuk, hatta ay olacak neredeyse.. ben ancak yazabiliyorum.. iş güç bahane belki de, pek tadım tuzum yok. hatta diğer bir bahanem de girilemiyor bloglaraa idi :)

neyse inşalah buralarda olacağım gene..

bu arada her buluşmamızda başka başka insanlarla da tanıştım. bloglardan bildiğim ama hiç görüşemediğim arkadaşlarımla :) hepsini pek sevdim, onları da ayrıca anlatacağım.. ah bi de Rima'cım var. ona ayrı parantez açmak lazım, engin'in söylemediği sözcükleri söylüyor bana, sen benimsin sedaa gibi :)

aslında sözü kesip bir sürü fotoğraf eklemek istiyorum. o kadar çok ki fotoğraflar :) 

ebru anneme hediye bir tepsi yaptı, benim duygusal pandam bi ağladı :) neyse fotoğraflar aşağıda..

bir kez daha çoookkk teşekkürler Ebrucum.. eline emeğine sağlık, annem bugüne kadar aldığım en özel hediye dedi düşün artık :)

tepsinin tamamı burada, detayları ise tek tek çektim, deli bu Ebru, düz kağıda çizemem ben bunları, tepsinin içine çizmiş :) bu arada tepsinin üzerinde cam var.


 1978 yılında evlenmeleriyle başlıyor hikaye

 1979 yılında ben doğuyorum

 1981'de Pınar

annemin en çok sevdiği şeylerden biri, mutfakta vakit geçirmek, bi de şahane şeyler yapar ki.. tabi zayıflayamam ben

buna koptuk resmen, evet annem bir dizi delisi, her diziyi bilir, izler..

benim yanım boş, bassın nikahı eklerim dedi deli arkadaşım :))

hiç beklemiyordu hiiçç, nasıl şaşırdı :) 
 
dedim ya çok duygulandı annekuş :)

ÖNEMLİ NOT
canım blog arkadaşlarım, bana mail atanlar oldu, inanın fiyatını bilmiyorum, hediye ettiği için Ebru da bana söylemez muhtemelen :) isterseniz Ebru'ya bekarligaveda@gmail.com mail adresinden ulaşabilirsiniz, valla haklısınız süper anneler günü hediyesi olur :)

11 Nisan 2011 Pazartesi

yeni kayıt diyorum ama...

yeni pek bir şey yok

dertler, sıkıntılar bi dünya.. Allah sağlık versin de gerisi kolay..
ben bi tuhafım ama, içimde o kıymık batığı, gitmek bilmiyor, onu oradan alması gerekenlerde tık yok.. kendi kendime debeleniyorum
niye ?
doğru bildiğimden şaşmadığım için..

inat diyorlar bana, bunun inatla ne alakası var ? sadece gurur diyorum ben adına, gurur meselesi yaptım. bu konuda yanımda durmayanlara söyleyecek sözüm yok. çok şükür en büyük destekçim annem, o beni o kadar iyi anlıyor ki. 
her koyun kendi bacağından asılır, benim bir cezam varsa çekerim, bu herkes için geçerli değil mi zaten ?

istediğim şey çok açık ve net. üstelik tuhaf bir istek değil.olması gereken zaten.. ama herkesin derdi bencillik.
yapacak bir şey yok, beni seven yanımda olur. ben bu davadan vazgeçmeyeceğim. hiç bu kadar gururumun incindiğini hatırlamıyorum, daha doğrusu bu kadar büyük hakaret... bunu anlamayan, türlü sebeplerle anlamak istemeyenler daha çok canımı acıtıyorlar.. ben mutlu olmalıyım, önceliğim bu. ben nasıl en yakınlarım mutlu olsun diye çabalıyorsam, artık aynı şeyi onlardan da bekleyeceğim.

herkes haddini bilecek !
ne kadar tanıdık değil mi bu söz sevgili Fenerbahçeliler ?
:)

gerçekten artık yapacak birşey yok, kendimi üzmekten vazgeçiyorum acilen. 

bi giriliyo bi girilmiyo buralara da, yazasım yok. tadım yok tuzum yok. işe verdim kendimi..
hayat devam ediyor ve ben iyi olmak zorundayım, daha yapacağım çok şey var..

fotoğraf hafta sonundan, dedemin bahçesinden.. dedecim rahatsızlandı korkutt bizi. blackberry güzel çekmiyo artık, gene de beğendim çiçek, böcek, aydınlık görmek istiyor ruhum herhalde..

gene gelicem blog, sen benim içimi döktüğüm yersin. unutmayayım diye yazdığım yer. ne dersin çok değil 3-5 yıl sonra okuyup güler miyim bu yazdıklarıma yeni hayatımda ?

önemli birşey yok, ay gene mi demeyin, içim sıkıldı yazdım öyle...
ben bıktım kendimden okuyanlara sabır valla :)

5 Nisan 2011 Salı

ooffff ve pooffffff

havalardan herhalde
bir bıkkınlık bir yorgunluk hissiyatı geldi oturdu üstüme

annemin hallolamayan sigorta problemi
yeni proje yeni site yeni yeni koşturmalar
evlilik heyecanı, stresi, ne zaman gelecekler, nişan ne zaman
hala geçmek bilmeyen üzüntüler, içimdeki kıymık batıkları
uzun yol, uykusuzluk

kısacası pek bi yorgun hissediyorum

iş hayatında uyuşuk, mayışık, tembel insanlara tahammülüm olmadığını söylemiştim di mi ? tamam herkes benim gibi olmak zorunda değil, ama herkesin memur zihniyetiyle çalıştığı dönem geldi de benim mi haberim yok ?

enerji verir belki biraz diye kuru üzüm yemeye başladım, hani şu buruşuk, kapkara ve küçücük olanından, işe yarar mı bilmem, kan yaparmış, yiyorum işte, iyi geleceğini düşüneyim bari..



babamın bahçesine yaz gelmiş bile...

çok güzel bir hafta sonu geçirdim aslında, onu da bi sonraki postta yazarım :) üzerinden bi 15 gün geçer herhalde :)


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...