28 Aralık 2014 Pazar

Emzirme ve Süt Gelmesi Sorunsalı

Direkt konuya gireceğim :) gene çok uzun bir yazı. Sütü gelmeyen yeni anneler bu yazı özellikle sizin için.



Hastanede ilk emmeyi hayal meyal hatırlıyorum. 

Ben ameliyathaneden gelene kadar susmadan ağlamış Derin, 45 dakika. Annem çok üzgün ve şaşkınmış. Hemşireye sorup durmuş, annesi gelecek, emecek ve susacak demiş hemşire de.. Engin, Pınar ve Burcu benim çıkmamı bekliyorlarmış koridorda, annem odada kızla bi başına :) 

Derin geldikten 45 dakika sonra ben gelmişim. Yarı baygın tabi. Annemle Burcu üstümü değiştirip hemen vermişler kızı kucağıma. Uyanıkmışım ama diyorum ya tam hatırlamıyorum. Bir güzel emmiş Derin, süt gelmiş. Doğum normal başladığı için sütüm gelmiş hemen.



Sonraki emzirmeleri hatırlıyorum. Doğum cuma gecesi olduğu için yani hafta sonuna rastladığı için bence hastane eksik kadro çalışıyordu. Emzirme danışmanı gelmedi mesela. Yanımda kuzenim olduğu ve yeni anne olduğu için o yardımcı oldu ve ben bu durumu sorun etmedim. Sonradan hastaneye söylediğimde çok üzüldüler, defalarca özür dilediler ve telafi etmek için ellerinden geleni yaptılar.

Bi ara emmedi, hemşireyi çağırdık, eliyle sıktı, bir damla süt geldi, şimdi verelim dedi ve evet sütün kokusunu alan Derin emmeye başladı. 

Cumartesi gecesi emmemeye ve ağlamaya başladı. Hatta 40 dakika memede durdu (bu kadar uzun süre süt vermem imkansızmış o zaman) ama huzursuz ve arada ağlıyor. Hemşireyi çağırdık, sütünüz az, ama emdikçe gelecek, normal bu durum dedi, gitti. Gece yarısı oldu çocuk ağlıyo, uyuyo hemen uyanıyo. Gene hemşireyi çağırdık, doymuyor, normal, emzirin gelir sütünüz dedi. Ay insanın içi dayanmıyor ki, kimse mama sözcüğünü kullanmak istemiyor. Hemşire bildiğin gönülsüz bir şekilde destek verelim isterseniz çok az, ama siz bilirsiniz dedi. Suratlar üzgün peki dedik. Alıp götürdüler, annem, Engin ve ben birbirimizi teselliye başladık, yazık aç mı dursun çocuk diye :) Hemşire 30 cc mama verdik, gazını da çıkarttık dedi. Kusabilir biraz korkmayın dedi, yan yatırdı gitti. 5 dk geçmeden tüm mamayı kustu Derin. Sabaha kadar uyudu ama. Pazar günü oldu, taburcu olacağım. Kız gene huzursuz, mıkır mıkır sürekli. Emiyo, ağlıyo falan.



Eve geldiiikkk..

Derin bir ağlıyor anlatamam. Memeyi de istemiyor. Sağma makinesini çıkardık bir damla süt gelmiyor, biirr damlaa. Yani çocuk aç.

O ağlıyor, ben ağlıyorum. Annem, Pınar, ben, ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Engin en sakinimizdi, ne var yahu süt yoksa mama yiyecek, ben almaya gidiyorum dedi ve çıktı evden, arkasından Pınar. Derin ağlıyor, ben katılarak ağlıyorum. Neşe'ye yazıyorum, Esma'ya yazıyorum, Tüten'e yazıyorum, Burcu'ya yazıyorum, Ayşegül'e yazıyorum deli gibi.. Allah bin kere razı olsun hepsinden, özellikle Neşe'den. Benden 2,5 ay önce doğum yaptı, ne dediyse oldu. Harfi harfine ne dediyse çıktı.

Engin ve Pınar sokağa fırladılar, bişey lazım mı diyorlar, tek söylediğim şey "mama alın" Pazar günü Pınar trump ebebek'e, Engin nöbetçi eczaneye gitmiş. Birbirlerinden habersiz 3 koca kutu mama alıp gelmişler. 2 kutusu hiç açılmamış duruyor, isteyene hediye edebilirim.

Hemen yaptık, cok cok içti ve saniyesinde uyudu. Ölüyorum üzüntüden. Hani ben emzirecektim, hani anne sütü çok yararlıydı. 


Sonra en en en önemli sebebini bulduk düşününce. Hemşire gece bana söylemişti, uyumanız dinlenmeniz lazım ama çok ziyaretçiniz oluyor dedi. Uyku ve beslenme en önemli 2 şey süt için. Hastanede yemek olarak et geldi ve ben et yemem diye yemedim, sadece çorba içtim. Ne salağım, dışarıdan sipariş ver ama bişey ye di mi ? Niye yemedim bilmiyorum, heyecandan, gelen gidenden, dikişimden ve bir sürü şeyden açlığım aklıma gelmedi. İlk gün gelen sütüm niye yokolsun ki ?

Tek sebebi beslenme ve uyku.



Siz siz olun zıkkım bile getirseler yeyin. Uyuyun. Gelsin ziyaretçiler, aileniz karşılasın, kimseye ayıp falan olmaz. O 2 günlük bebek açlıktan ağlarken ne misafir, ne ağırlama görüyor insanın gözü.

Nasıl kızdım kendime belli değil. Niye yemedim o et yemeğini diye. Hayatımda yemedim, tadını bilmiyorum ama o an yerdim, çiğnemeden yutardım.

Neşe'nin önerisiyle Tomris'in emzirme kampını okudum. Annem hemen yapıyoruz dedi Allah ondan bin kere razı olsun. 

Halimiz aynen şöyleydi; mamayı verdik, Derin uyudu, annem elinde bulgur pilavı üstünde doğranmış dereotu, kaşıkla bana yediriyor, Pınar elinde süt sağma makinesi uğraşıyor. O sırada Derin uyandı, tam eyvah diyorduk, göğsümden 1 damla süt geldi, Allahım milyon dolar dolu çanta verseler bu kadar sevinemezdim yemin ediyorum. Bu sefer sevinçten ağlamaya başladım. Hemen Derin'i aldım emzirmeye başladım. Çektikçe gelmiş olmalı ki ağlamadı. Zaten kiraz tanesi kadarmış midesi, 3-5 damla geldiyse yetti herhalde. Allahım sana şükürler olsun dedim.



Bir daha mama vermedik. 2 gün sonra tam anlamıyla sütüm gelmeye başladı. Tomris'in emzirme kampını okumanızı şiddetle öneririm. Çok işimize yaradı. Bir gün Tomris yanına asistan isterse annem en güçlü aday.

Bence sütü getirecek ve arttıracak en önemli şeyler şunlar ;

- tartışmasız su
- komposto
- bulgur pilavı
- dereotu
- uyku/dinlenmek
- düzenli beslenmek
- et/tavuk yemek

Hiç öğün atlamadan yemek yedim. Hatta o kadar yedim ki hamileliğimde almadığım kiloyu şimdi alıcam galiba dedim. Zerre umrumda değildi o ayrı. Kilo almadım ama, emzirmek gerçekten kilo verdiriyor. Doğumdan 15 gün sonra hamile kaldığım kilodan daha zayıftım düşünün.

Bir de canım Esma bana daha hamileyken bir koli bitki çayı hediye etmişti. Doğadan Plus - Latate adı. Bence faydası oldu. Günde 1 tane bundan içtim. Bitçi çayı seviyorsanız tadı gayet güzel.

Çorba mutlaka içtim. Tavuk yedim. Köfte yedim. Her öğün bulgur pilavı yedim. Tatlı yemedim, pek canım istemedi. Annemin karışık kompostosu bence yetti tatlı için. Malt içeceği içtim ama tadı güzel gelmedi, bir de doğal gıdalar varken pek tercih etmedim. 2 koli var evde, isteyene hediye edebilirim.



Mümkünse misafir kabul etmeyin, sinirlenmeyin, etrafı görmeyin, duymayın. O aramadı, bu gelmedi, bu nasıl akrabalık düşüncelerini bir kenara bırakın. Gelmesinler zaten mümkünse. İlla sorun edecekseniz 1 ay sonra edersiniz. Hem gün olur devran döner.

Ben sürekli uyudum. Hiç yerimden kalkmadım, uyumasam da yattım. Annem her yere, herkese yetti. Bana da baktı, kızıma da baktı, eve de baktı. Hatta Lale diyor ki; Sevim teyze emzirme danışmanı olacak kıvama geldin, bu ne bilgi böyle :) 2 günde kızdan şakır şakır süt getirdin :)

Size iyi gelen, pozitif düşünen insanlarla konuşun. Ayy benim de sütüm yoktu napiim mama verdim diyenlerden hızla uzaklaşın. Olabilir, gerçekten sütü yoktur, Allahtan, ona yapacak bir şey yok ama şu anda ihtiyacınız olan bunu duymak değil. 

Duyduğumda pek inanasım gelmese de, şu bir gerçek "süt, bebek emdikçe geliyor" Bıkmadan, ısrarla, of demeden emzirin. Emmiyor mu, sağın. Vücut süt üretmeye şartlansın. Şu anda masal gibi geliyor biliyorum, ben doğumdan önce bir dünya makale okudum, başıma gelince bütün okuduklarım puf diye uçtu gitti. 

Bebek kilo bile verebilirmiş ilk ay, çok normalmiş. Dayamayın mamayı sakın.

Kısacası Derin 3. ayı bitirdi, çok şükür sütüm var. 


Yeni doğum yapmış arkadaşımı tebrik ederken klasik tebrik kelimelerinin yanına bol sütlü günler der kıvama geldim :)

Bir de naçizane önerim bebeği çok kalın giydirmeyin. Sıcakta uyuyor ve emmeyi unutuyor. O emmeyince vücut süt üretmiyor.

Bu yazı da şimdilik bu kadar.

Neşe'nin dediği gibi birileri bu durumun normal olduğunu baştan söyleseydi de ağlamasaydım o kadar :)

Allah tüm bebeklere sağlık nasip etsin. Karnınızdaki bebeklere de sağlıkla kavuşmayı nasip etsin. Ben zaten dua eden bir insandım. Ama Derin doğduktan sonra bu rabbimin bir mucizesi dedim, hissettiklerimi kelimelerle anlatamam. Şükrettim, sükrettim, bir daha şükrettim. Allah isteyen herkese versin dedim.

Bir de fotoğraf konusu var. Nazar değer diyorlar, paylaşma. Ben de diyorum ki, beni okuyan, takip eden insan kötü olamaz. Ben kimseye kötülük yapmıyorum ki bana kötü gözle baksınlar. Eminim beni okuyan kalbi iyi insanlar bir MAŞALLAH'ı çok görmez. Diyen herkesten Allah razı olsun. Ben Nas Suremi okur, kötü gözleri Allah'a havale ederim :)



Olur da soracağınız bir şey olur nolur yazmaktan çekinmeyin. Seve seve yanıt veririm. Azıcık faydam olursa ne mutlu.

sedacetin1907@hotmail.com

25 Ekim 2014 Cumartesi

Doğum Çantası - Hastane Çantası

Ben biraz rahat bir insanım. Her zaman bu konuda eleştiri alsam da, hiç itiraz etmeden kabul ederim :) biraz da son dakikacıyım..

Annem hep sordu, hastane çantan hazır mı ? Hastanenin önerilerini dikkate aldın mı ? Onu koydun mu, bunu koydun mu ? Bak yıkadım ütüledim, o orada bu burada.. Tamaamm, hazııırrr, koyduumm, eveett dedim hep. 

Hıı aferin bana. İyi yapmışım.

Bebek doğduktan sonra kardeşim ve kuzenim bebek hemşiresine ne diyeceklerini şaşırıyorlar. Çantada gerekli olan hiçbir şey yok. 
Aralarındaki diyalog şöyleymiş :
-bebeğin eşyaları nerede
-burada
-içine giymeye body yok burada 
- !!??
-üşür ama bebek
-ee şey 
-yelek/hırka var mı
-hıımm bizimkiler acil gelmişler, pek valiz hazırlayamamışlar (yalana da bak)
-!!?? (ee hemşire ne yapsın di mi ama, birbirlerine bakıp durmuşlar)
-peki ben hemen eve gidip alıyorum, siz bana gerekli olanları söyleyin lütfen

demiş Pınar :)

Ben ettim siz etmeyin diye yazıyorum.

Bebek için ;
- Alttan çıtçıtlı body, kolları yok atlet şeklinde, kıyafetin içine giyiyor. (almamışım ! inanamıyorum) 5 adet alın derim. Bu foto vardı elimde, alt kısmı görünmüyor, idare edin :) 



Yarım kolu da olabilir, mevsime göre karar verin. 


- Uzun kollu ayaklı tulum. 2 adet (böyle mickey'li falan olmasın tabi, ben tulumu gösterebilmek için ekledim :) Derin bunu doğduğunda giymedi, daha büyüktü)


- Alt üst takım pijama 2 adet, aşağıdaki fotoğraftaki gibi. Instagram'dan tanıdığım, yüzünü dahi görmediğim, canım minnak Deniz'imin annesi Nurten gönderdi bu takımı. Hastaneye paket gelince nasıl şaşırdım anlatamam. Ve ne kadar sevindim onu da anlatamam :)


- Kışın doğacaksa yelek, ben ağustos sonu diye almamıştım, bir de odanın ısısı sabit bir derecede gerek yok diyorlar, bence var çünkü ziyaretçiler nedeniyle odayı sık sık havalandırıyorsunuz
- çorap
- bere
- eldiven
- Bez - önemli konu :) Prima Premium Care aldık. gayet memnun kaldık. Bez ile ilgili ayrı bir post yapacağım.


- Islak mendil. unibaby yenidoğan aldık, ıslak pamuk diye, gayet güzel, ebebekten aldım. 12 paketin olduğu koli 50 tl idi. Her pakette 40 yaprak mendil var.

Ama şu anda huggies markanın yenidoğanını kullanıyoruz.Bence daha pamuk, bildiğin yırtılıyor çıkarırken, bu da pamuk olduğunu gösteriyor, iyi bir şey bu. Migros'tan aldım 3'lü paket 10 tl idi kampanyada. her pakette 64 yaprak mendil var. 
Islak mendillerle ilgili de ayrı bir post yapacağım.

- pişik önleyici krem (hastane gerek yok dedi, biz aman pişik olmasın dedik sürdük)

- ince battaniye (mümkünse penye olsun, kalın olmasın, mycey marka müslin örtüler de olur) bebeği illaki kucağına almak isteyen olacaktır, onlara verirken sarmanız için. Biz gazı olmasın diye sonradan hep karnını örttük, fotoğraftaki örtüler müslin örtü, metrocity avm joker mağazasından aldık, mağazadan da ayrı memnun kaldık onu da yazayım. çok ilgililer. örtülerden mavi olan çift katlı ve biraz daha büyük, pembe olan 2'li satılıyor ve hem küçük hem daha ince. ikisi de kullanışlı. Biri 20 tl biri de 24 tl yanlış hatırlamıyorsam. Ama bu civarda o kesin.


- Kusarsa silmek için tülbent mendil (canım ananem yapmış, inanılmaz işe yarıyor, hazır alınanlar da ananeminkilerin yerini tutmuyor)

Hamileliğim sırasında bir sürü hediye gelmişti. Mothercare, carter's ve Lcw marka özellikle... Ama ben Lc waikiki derim başka da bir şey demem. Lcw bu ülkenin h&m'idir. Tahminimin üstünde kaliteli ürünleri. Söylemeye gerek var mı fiyatları da çok uygun. O atlet bodyler var ya 2 adeti 10 tl ve yumuşacık. Diğerleri onun kadar iyi değil. Çok şaşırtıcı ama öyle.

Kendiniz için;

- Önden düğmeli, pamuklu kumaştan gecelik. Magic form falan hikaye, boşverin süslü püslü takımları. En rahat ettiğim anneanne geceliğiydi. Canım arkadaşım Elif bana Lcw'den hediye gecelik almıştı, onunla da çok rahat ettim.
- Pamuklu kumaştan pijama. Mutlaka önden açılır olsun. Emzirirken çok rahat ettim. İlk zamanlarda tecrübesizlikten, heyecandan emzirirken şakır şakır terliyorsunuz. Bunlardan almaya çekinmeyin, zira doğumdan sonra sürekli emzireceğiniz için evdeki pijamalar olmayacak. Yakaları kullanışlı değil.
- Emzirme sütyeni, hamile külotu, emzirme atleti. Bu üçünü alın derim. Ben anneme ısmarlamıştım. Eve en yakın Yeterler diye bir mağaza varmış, oradan almış. Nbb marka benimkiler, pamuklu ve çok memnunum. Tutmayı bilmediğiniz bir bebek ve ilk defa yaşadığınız bir emzirme durumu. Ne olacak canım demeyin, o tshirtü sıyırıp emzirmek çok zor. Üstelik beliniz üşüyor. Hamileliğimde bu külotu giymedim ama sezeryandan sonra hayatımı kurtardı. Diğerleri tam dikişin üstüne geliyor.Belki bunda da çok pahalı markaların vardır ama benim araştırmaya pek vaktim olmadı. En az 3'er adet alın.
- Emzirme yastığı alın. Benimki mycey marka, çok memnunum. Şiddetle tavsiye ediyorum. 40-50 tl fiyatı var ve ebebek mağazalarında satılıyor. Yemem içmem alırım o derece tavsiye. Hatta hamile bir arkadaşıma hediye alacaksam bebeğe kıyafet almak yerine bunu alırım. Emzirme yastığı sayesinde hem bebek iki büklüm değil, hem sizin kol uyuşmuyor. Joker mağazalarında da varmış.
- Çorap alın yanınıza. Ben ameliyattan sonra çok üşüdüm. Hem süt üşür, giyin çorap :)
- Hijyenik ped. Hastane veriyor ama mutlaka lazım olur. Gece için olan model almanızı öneririm. Hastanenin verdiği ameliyattan sonra ilk gün çok işe yarıyor.
- Kişisel bakım malzemeleri (diş fırçası, diş macunu, tarak, lastikli toka, emzirirken o saçlarımdan bana fenalık gelmişti)
- Lansinoh göğüs ucu kremi. Doktorum bana doğuma 15-20 gün kala sürmeye başlamamı söylemişti, ya da 1 ay olabilir emin değilim. Ben faydasını gördüm, bazı yorumlarda yapış yapış falan demişler, bence değil, üstelik göğsümün yara olması ve bebeğimi emzirememekten iyidir. İstediği kadar yapış yapış olsun. doktorum doğumdan sonra günde 1 kez sürmek için garmastan diye bir krem daha verdi. (tavsiye diye yazmıyorum, doktorunuza sorunuz) ben bu 2 kremin inanılmaz faydasını gördüm. Ne yara oldu ne acı.. Maşallah Derin de cok cok emiyo. Lansinoh krem 25 tl civarı.

- Lansinoh göğüs pedi. ben bunu da işime çok yarayarak kullandım. başka marka da denedim ama ı-ıh, illaki lansinoh. Ben 60'lı aldım 15 tl

Ana kucağını almayı unutmayın, bebeği hastaneden bununla çıkaracaksınız :) Hastaneden çıkarken giymek için kendinize de eşofman almayı unutmayın :)

Aslında yazıyı yazmıştım. Derin anlattığım şeylere modellik etsin istedim :) foto beklediği için gecikti :)

Umarım işinize yarar, aklıma geldikçe yazıya ekleyeceğim. Nette çok okudum kimse böyle detaylı yazmamış, ben bi başladım mı duramıyorum, gene sıktıysam affola:)

9 Ekim 2014 Perşembe

Ayşe Derin geldi - Doğum Hikayem

Önceden uyarı, biraz uzun bir yazı olacak :)


Uzun zamandır blog takip ederim/yazarım. Anne olanlar hep vakit yok derlerdi. İnanırdım ama biraz da abartı bulurdum. Hepsinden özür diliyorum :) Zerre abartmamışlar. Zaman nasıl geçiyor anlamıyorum. Ne zaman gündüz oldu, ne zaman gece.. 

Niyetim deneyimlediklerimi buraya yazmak. İnşallah başarabilirim.

Doğum hikayemi anlatmak istiyorum öncelikle.

Havaların çok sıcak olmasıyla yasal olarak hakettiğim tarihte doğum iznimi kullanmaya başladım. Belki kolay gidip geliyordum, çok yoğun bir tempoda çalışmıyordum ama yine de yoruluyor insan.

İlk aylardaki bulantım hariç kolay bir hamilelik geçirdim, çok şükür. Son aylarda sıcaklar hariç hiç sıkıntım olmadı. Onda da çözümü klima almakta bulduk.

Doktorumun beklediği ve ultrasonun söylediği tarih 25 Ağustos idi. Ama benim tembel kızım beklenen tarih olmasına rağmen gelmedi. Sürekli pozitif doğum hikayeleri okudum, 42. haftada doğum yapanları okudum, kızımla o tarihe kadar hiç konuşmamama rağmen, hadi biz hazırız dedim hep..

Üstelik kendimi o kadar iyi hissediyorum ki, ne heyecan, ne ağırlaşma.. Sokaklardayım, anneme gidip geliyorum, hatta anneannem yollarda doğuracağım diye endişelendi :)

Nst çektiriyorum, doktorum bakıyor, bence gelmeye niyeti yok diyor. E ben de normal doğum istiyorum. Bekleyeceğim diyorum, o ne zaman gelmek isterse o zaman gelsin, ben çekip almayacağım onu oradan. Sadece kakasını yapmasından korkuyorum diyorum canım doktorum İlknur hanıma. 42. haftadan korkuyorum. O da bana istersen 41. haftayı tamamlasın, 42. hafta olduğu gün suni sancı vererek doğumu başlatalım diyor. Ama bu yöntemle doğumun normal gerçekleşeceği garanti değil diye ekliyor. Epidural konusunda hemfikiriz, istiyorum. Tüm kararları bana bırakıyor doktorum ve ben ne istersem onu destekleyerek yapacağını söylüyor. Ama her şeyin artısını eksisini baştan söylüyor.

Engin tüm kararlarıma saygı duyuyor. Sen nasıl istersen diyor. Sadece kendini ve bebeği tehlikeye atacak bir seçim yapma diyor. Bir de lütfen Cuma akşam trafiğinde doğurma, köprü geçeceğiz diyor :)

O kadar çok okudum ki, her şeyi biliyorum daha yaşamadan. 

Günlerden 29 Ağustos Cuma. 40+3 haftadayım. Yani 40. haftam bitti. 41. haftanın 3. günündeyim. Pinterestte ev dekorasyonu ile ilgili şeylere bakıyorum. Bir tane diy projesi çok hoşuma gidiyor. Kırtasiye malzemesine ihtiyacım var, Beşiktaş'a Kabalcı'ya gitmeye karar veriyorum. Eve yürüyerek 10 dakika, hadi hamileliğim nedeniyle 15 dakika olsun. Giyiniyorum. Hatta aynada bu fotoğrafı çekip instagram'da paylaşıyorum. 


Son zamanda çok sık tuvaletim geldiği için, ay çıkmadan tuvalete gireyim diyorum. O da ne ? Çok az kanamam var halk arasındaki adıyla Nişan gelmiş. Hiç heyecanlanmıyorum. 1 yaşında bebeği olan ve hamileliğimde bana çok tasiyelerde bulunan kuzenim Burcu'yu arıyorum. Sakin ol doğum başladı diyor. Hemen doktorunu ara. Ben Engin'i arıyorum. O da hemen İlknur hanımı ara ve bugün Cuma ve saat 15:00 tebrikler diyor :) 

Doktorumu arıyorum. Bir kaç soru soruyor ve evet doğum başlıyor diyor. Biraz daha dur, miktar artarsa haberleşelim diyor. Sonra Pınar'ı arıyorum. Benden çok heyecanlanıyor.

Ben ne yapıyorum ? Odaya gidip bir güzel uyuyorum tam 2 saat. Engin'e de gelmene gerek yok, uyucam diyorum.

Annemlere falan hiç haber vermiyorum. Engin arıyor ne durumdasın 5 dkya evdeyim diye ona uyanıyorum. Kanama artmış ama korkulacak kadar değil. Sancım hiç ama hiç yok. Çok az kasılma var. Doktorum hadi hastaneye, orada buluşalım, nst çektirelim diyor. Hemen duşa giriyorum, Esma'dan aklıma geliyor, boy abdestsiz gitmem diyorum.

Ve biz yola çıkıyoruz. Beşiktaş-Kozyatağı Central güzergahımız. Saat 19:00 İstanbul'da yaşayanlar trafiği tahmin edebiliyorlardır. Engin benden daha gergin. Ben arada kasılma hissediyorum, telefonum susmak bilmiyor, herkese aynı şeyi yazmak/anlatmak beni yoruyor. Arada kasılma hissediyorum, sancı değil ama, arabanın saatinden dakika tutmaya çalışıyorum, Engin elimle saydığımı görünce senin sancın var söylemiyorsun diyor ve dalıyor emniyet şeritine. Korna, sellektör gidiyoruz. Ben heyecanlanıyorum, gitme böyle daha kötü oluyorum diyorum, yollarda mı doğuracaksın diyor. 

Neyse hastaneye 1 saatte varıyoruz, doktorum benden önce gitmiş, hemşirelerin haberi var, hemen odaya alıp nst bağlıyorlar. Ben bu cihazı okumayı öğrendim, nerede ne olması gerekiyor biliyorum her hamile gibi. Bu arada odaya alınırken ama ben suit oda istiyordum diyorum, ne şımarıklık. Şimdi olsa yapmam. 


Yatıyorum. Sancım yok :) Serum takıyorlar. Saat 21:45 oluyor. Annemlere de haber verdik. Pınar zaten biliyordu, söylüyor ve geliyorlar. Bu arada ameliyathaneye iniyorum epidural takılıyor. Çok basit ve korkulmayacak bir işlem. Canım doktorum burada yanımda ve elimi tutuyor. Tüm sırtıma bant yapıştırıyorlar, buna şaşırdım biraz :) ilk dozu alıyorum. Evet biraz hissizlik, ama hareket ediyorum ve teması hissediyorum şimdilik. Odaya geri çıkıyorum. 

Bu arada suni sancı veriyorlar. Çünkü 120 birimlerde olması gereken sancım 10-20'lerde geziyor, arada en çok 40'ı görüyorum. Doktorum diyor ki yarım saat içinde 100-120 olacak diyor. Saat 22:45 falan, açılma 3 cm. Doktorum bu gece buradayız diyor. Bekliyoruz, Engin yanımda, ben Yasin okumak istiyorum diyorum, kitabı çantama koymuştum. Hemşireler o kadar çok girip çıkıyor ki içimden bildiğim duaları okuyorum sadece. Canım kocam o okuyor beni sürekli, Allah razı olsun.

Suni sancı verildikten sonra doktorum geliyor. Ben hala yatıyorum. Diyorum ki ona ben yatmak istemiyorum, sancıyı böyle çekmeyeyim. Sen nasıl istersen diyor. Bekliyor, bakıyor sancım yok. Biraz ıkınmamı istiyor. Odada doktorum ve hemşire var sadece. Bildiğin normal odadayız, doğum odasında falan değil. Sancıda hiç oynama yok. Açıklık 6 cm. Diyor ki İlknur hanım; Sedacım bebek yukarıda, aşağıya inmiyor. Şimdi ben keseyi patlatacağım, sen de ıkınacaksın ve bebeği aşağıya indirmeye çalışacağız. Tamam diyorum, Engin odanın kapısında, Pınar'a yazıyorum neredesiniz diye. Zamanında haber vermezsen böyle tutuşursun işte. 5 dkya oradayız diyor. Hissizim. Yani ıkındıkça bi suyun aktığını anlayabiliyorum ama hiçbişey hissetmiyorum. Hemşire çok yardımcı oluyor ben ıkınırken. Ama ben hala yok artık odada doğurmam herhalde diyorum. Doktorum nst cihazını kapattırıyor. Hemşire 2 kez hocam aşağıyı hazırlatayım mı diyor. Yok gerek yok, Seda doğal doğum yapacak diyor. Sanırım 5-6 defa ıkındım. O sırada kapı açıldı, annem, Pınar, kuzenim Burcu. 1 dakika girmeyin dedim. 

Sonra doktorum Sedacım dedi. Ağır çekim gibi izliyorum. Açıklık 6 cm süper, ancak sancın çok az, bebek aşağı inmiyor, senin ıkınmaların onu itecek güçte değil. Ve maalesef kakasını yapmış. Bunu duyduğum an dondum. Eğer kakasını yapmasaydı vaktimiz olurdu, uğraşırdık, o aşağıya inerdi. Bence ikinizi de riske atmayalım, bebeğin kalp atışları yavaşladı dedi. Nst'yi de bu yüzden kapattırmış, ben korkmayayım diye. Kakayı gören hemşirenin de aşağıyı hazırlatayım demesi bundanmış. Gözlerim doldu, peki Engin'e söyleyelim dedim. Kapıya gidip Engin'i çağırdı, bizimkiler durur mu daldı hepsi içeriye :) Anlamışlar bir şey olduğunu, o an gözüm mahremiyet falan görmedi valla. Zaten ağlamaya başlamıştım. Doktorum durumu açıklayınca Engin tamam hemen sezeryana alın dedi. Ben ağlıyorum diye İlknur hanım detaylıca sakıncaları, kuvözü, yoğun bakımı anlatmaya başlayınca annem sözünü kesti. Siz bakmayın Seda'ya, ağlamasına, alın hemen dedi. Apar topar aşağıya indirildim. Kağıtları falan asansöde imzaladım. Epidural zaten takılı olduğu için uyanık olurum sandım. Ameliyat ekibi nasıl hızlı hareket ediyorlar, vaktimiz yok diyorlar, ben kuzenim de yanımda olsun derken genel anestezi olacağımı öğreniyorum. İlknur hanııımm diye çığırıyorum. Hiç bunu düşünmemiştim, o kadar şartlandırmışım ki kendimi doğal doğuma. Anestezi uzmanı buz gibi elini bacağıma koyuyor, hissettiğimi söyleyince bu haldeyken olmaz diyor ve başka doz için vaktimiz yok. Peki diyorum İlknur hanıma ağlayarak, kızım önce Allah'a sonra size emanet. Sonrası yok bende :)

29 Ağustos Cuma gecesi saat 23:49'da Ayşe Derin doğdu. 

Benim doğum günüme 9 dakika kala.


Gözümü açtım, ayılma bölümündeyim, iyi mi dedim, iyi dedi o çabuk çabuk ameliyata alan çocuk. Ne zaman odaya geldim hatırlamıyorum, sürekli iyi mi diyormuşum :) Bir tek Engin iyi ulan iyi, 4 kilo doğdu, iyi olmasın mı dedi onu hatırlıyorum :) sonra sormayı bıraktım. Kim ne zaman üstümü değiştirdi, nasıl emzirdim hiç hatırlamıyorum.


İlknur Aköz, canım doktorum sayesinde ikimiz de sağlıkla kurtulduk. Yerinde ve zamanında müdahale ile ne yoğun bakımla uğraştık ne bir şey. Ben gözümü açıp ona iyiyim diyene kadar başımdan ayrılmadı.Gönülden tavsiye ederim.

Çok uzun bir yazı olacak demiştim, merak edip okuduysanız tebrikler :)

Emzirme ve süt gelmesi deneyimimi de yazacağım.

Şimdilik bu kadar :)

10 Temmuz 2014 Perşembe

Gebe Eğitimi - Hastane seçimi

33. haftam bitti
zaman birden çabuk geçmeye başladı. panik demeyelim hissiyatıma da, ay az kaldı demeye başladım :)

Doktorumdan başka bir yazıda detaylıca bahsedeceğim. Çok çok seviyorum doktorumu. İlknur Aköz. Her konuda beni rahatlatan, sıkılmadan tüümm sorularıma yanıt veren, herhangi bir şeyde bu bir sorun değil, git evine hamileliğinin tadını çıkar diyen bir doktorum var.

Doktorumun herhangi bir hastanede çalışmıyor oluşu nerede doğum yapacağım sorusunu beraberinde getirdi.

Elbette kendisine önerilerini sordum. Hastane adı vermek istemiyor. Biliyorum bana güveniyorsun ama aklına yanlış bir şey gelsin istemem, sen git hastaneleri gez, araştır, beğendiklerini gel bana söyle, mutlaka daha önce deneyimlediğim hastanedir, sana olumlu-olumsuz tüm yanlarını anlatırım, beraber karar veririz dedi. Bu bile ne kadar ince düşünceli olduğunu gösteriyor değil mi ?

Ben Beşiktaş'ta oturuyorum. Eve yakın hastanelere bakmakla başladım.1. önceliğim yenidoğan yoğun bakımının olmasıydı. Özel sağlık sigortam olmadığı için de fiyat 2. önemli konu oldu.

İlk olarak Fulya Acıbadem'e baktım. Daha önce annemin ve Pınar'ın rahatsızlıklarında çookk başarılı sonuçlar almıştık Bakırköy Acıbadem'de. Ama bi yandan babamın rahatsızlığında Beylikdüzü Acıbadem bir o kadar başarısızdı. Hem Fulya Acıbadem'e yoga'ya da gidiyorum.

Ancak aldığım fiyatlar inanılmazdı. Şöyle yazayım fikriniz olsun.

Fulya Acıbadem
normal doğum : 4.900 TL (ek ilaçlar hariç, epidural gibi)
sezeryan : 7.200 TL - 10.000 TL arası

Kadıköy Şifa (ki doktorum buraya çok gidiyor)
normal doğum : 5.770 TL
sezeryan : 6.540 TL 

Central (ki doktorum buraya çok gidiyor)
normal doğum : 1.000 TL (+450 TL epidural ücreti)
sezeryan : 1.250 TL -1.500 TL arası

Bu uçurumları görünce gözlerime inanamadım. Doktoruma sordum. Central bebek dostu hastane dedi, hatta yenidoğan yoğun bakım konusunda çok yatırım yaptılar ve bu alanda öne çıkıyorlar dedi. E bu durumda diğer hastanelerden bir farkı yok. Bu fiyat farkı ne dedim kendi kendime.
Sonra bir gün yogaya Fulya Acıbadem'e gittiğimde girişte piyano çalan adam gördüm. Bir arkadaşım doğum yaptığında da odalarının ne kadar büyük olduğunu. Dedim ki bunları ücretlendiriyorlar. 

Doktorum da dedi ki; ne beklediğine bağlı. Otel konforunda bir doğum, ziyaretçilerini şık mobilyalarda oturtmak istiyorsan bu yüksek ücretli hastaneleri seçebilirsin. Yok önemli olan sağlık, ekipmanı da yeterli düzeydeyse kafî diyorsan Central'ı seç derim dedi.

Sonra ben hastaneyi aradım. Bana gebe eğitimlerinden bahsettiler. Ayrıca gelin, hastanemizi ziyaret edin dediler. Bir gün telefon edip gebe eğitimine katılıp katılmayacağımı sordular, atladım bu fikre.. Geçtiğimiz günlerde de gittim.

Şahane bir eğitimdi. Hastaneyi, doğum odasını, odaları gezdik. Evet suit odası var, devasa büyük değil, en fazla 2 gün kalacağım odanın büyük ya da küçük olması çok önemli mi Allah aşkına ? Tek kriter bu mu ayrıca ?

Önemli olan ben ve bebeğim sağlıklı bir şekilde kavuşalım, öyle değil mi ?

Eğitimden bahsedecek olursam;
Çok beğendim. Hastane yönetim ekibini, doğum koçu Arzu ebeyi, emzirme hemşiresini, anlattıklarını, verdikleri bilgileri çok çok sevdim. İçim rahatladı resmen. Düşünen varsa şiddetle tavsiye ederim. Katılın aklınızdaki sorular gitsin.

Bebeği nasıl yıkayacağımızı gösterdiler.

Sakın ağzınıza tıktıkları tatlıları yemeyin dediler :)  

Ve doğum koçu Arzu ebe.. O kadar güzel, o kadar net anlatıyor ki, bayıldım ona. Hatta dedim, sen yanımda ol, normal doğururum ben. Tamam gel, hiç merak etme sen diyor :)


Ne kadar dikkatli dinliyorum onu :)

 Bu da katılanların toplu fotoğrafı




Kısacası hastane çok içime sindi. Daha önce orada doğum yapan Ebru ve Bilun'da hiç düşünme dediler.
İnşallah nasip olursa burada doğum yapmak istiyorum.

Son olarak;
çok sıcaaakkk, Allahtan evdeyim, iyi ki izne çıkmışım :)

23 Haziran 2014 Pazartesi

hamileliğimde 30. hafta biterken

keşke hafta hafta yazsaydım hamileliğimi diyorum şimdiden..
pişman olacağımı bile bile tembellik edip yazmadım.

olsun en azından arada buraya da notlar ekliyorum.


30. haftam bitti
sağ bacağım çok ağrıyor, ama tamamı değil, leğen kemiğimle bacağımın birleştiği yer. ay anlatamadım :) doktorum normal dedi. bir sürü makale okudum, vücut kendini normal doğuma hazırladığı için olurmuş bu ağrılar, nasıl şaşırdım. açılırmış oradaki kemikler yavaş yavaş, ağrı da ondan olurmuş. 

bir de ellerimi yumruk yapamıyorum. parmaklarım çok ağrıyor. açık tuttuğum sürece bir şey yok ama.. ayaklarım da hafiften şişti..

onun dışında kızım habire zıplıyor :) o kadar keyifli ki onu izlemek :) manyak gibi açıyorum göbeğimi onu izleyip gülüyorum :) arada video bile çekiyorum. 

akşam yemek yedikten sonra, ayağımı uzatıp düz olarak oturduğumda, bir de meyve yiyorsam, trambolinde zıplar gibi zıplıyor. Dirseğini gördüm galiba diyorum Engin'e :) karnımda gezinen sivri şey ne olabilir ki başka :)



bu hafta odasını alacağız, daha hiçbir hazırlığımız yok. biz evlenirken de böyleydik ama :) 

Zeynep'le hamile yogasına gidiyorum. şimdiden faydasını gördüm. Kramp girmiyor mesela artık bacağıma, Zeynep krampı hissettiğim an ne yapacağımı öğretti. Bacağımı düz tutup ayak parmaklarımı kendime doğru çekiyorum, bacağına kramp giren varsa denesin, mucize bir hareket.. Bir de yogaya başladığımızda yaptığımız nefes terapisi bana çok iyi geliyor, Zeynep o güzel sesiyle derin nefes aldığımızda bebeğimize şifa gönderiyoruz, sağlık gönderiyoruz diyor ya, benim ağlayasım geliyor. Fulya Acıbadem Hastanesi'nde yapıyoruz yogayı. 

Aşağıdaki fotoğraf Nişantaşı Sanat Parkı'nda yaptığımız yogadan. Sağlıklı yaşam etkinliği vardı hastanenin..


Hamile kıyafeti hala büyük sorun. Allahtan çok kilo almadım da bazı üstleri giyebiliyorum. Yukarıdaki baykuşlu tshirt mesela.. Defacto Cevahir mağazasına gittim, kalan bütün kıyafetler 3XL, yuh arkadaş dedim. Gene en iyisi online mağazası. Ya da Pınar bana Büyükçekmece taraflarında outlet defacto mağazasından almış, onları giyiyorum. Ya da bizim siteden, uzun bol elbiseler..

69 kilo ile hamile kaldım, 30. haftam bitti, 72 kiloyum :) bu duruma sevinirken ya minnak kilo almazsa diyorum ama onu pek etkilemiyor, o maşallah olması gereken kiloda. 


Doğum büyük ihtimal Central'da olacak. Bir çok arkadaşım orada doğum yaptı ve memnun kaldılar. Yalnız doktorum dışarıdan gelecek. Doktorum da orada çok ameliyata girdim, memnun herkes diyor. Üstelik annem de orada küçük bir operasyon geçirmişti, beğenmişti hastaneyi. Bakalım..

isim krizimiz devam ediyor :) hala bir ismi yok kızımın. sevgili kocam isim beğenmiyor. ayşe - ece - derin var elimizde sıcak baktığı, bakalım birisini onaylayacak. ben diyorum ki Ayşe'yi ben her halükarda göbek adı olarak koyacağım. Engin'in 11 yaşındayken kaybettiği annesinin adı, Engin 2 isim istemiyor, kimliğine yazmasak bile kulağına Ayşe ismini okutacağım diyorum. Bakalım.

şimdilik haberlerim bu kadar, yazdım rahatladım :)

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Koca göbek oldum ben

Hep istedim her ay fotoğraf çekeyim, yavaş yavaş büyüyen göbeğimin fotoğrafı olsun... ne mümkün ? ilk 4 ay ruh gibi yaşadığım için, ne fotoğrafı :)

Hep derlerdi 5. ve 6. aylar hamileliğin balayı :) gerçekten öyleymiş, nasıl güzel yemek yiyorum, enerjim var, çok şükür ve maşallah :)

bizim stüdyoya indim geçen gün, kendimden utandım poz vermeyi bilmiyorum.. boşuna çalışmışım ben stüdyoda dedim. bizim süslü kızlar öyle dur, böyle bak bi dünya poz verdirdiler bana..

sonra her değişik kıyafet giydiğinde gel çekelim dediler :)

işte koca göbek ben :)



aslında kilo almadım. 69 kiloyla hamile kaldım. bu blogun okuyucuları bilir, yıllarca 58 kilo olan ben, ayağımı kırınca hızla 10 kilo aldım ve o kilo yapıştı üzerime, 58 ile hamile kalsam ne güzel olurdu. Dün doktor kontrolündeydim, 72 kilo çıktım. 3 kilo ile 27. haftayı bitirdim :) iyi bir performans bence :)



bu arada elbisem defacto online'dan. çok güzel hamile kıyafetleri var, şiddetle tavsiye.. fiyatları da çok uygun. hatta üzeri baskılı olmayan tek t-shirtler defacto'da. pantolon da aldım, o da çok rahat.. sadece tavsiyem nasıl olsa kilo alırım diye büyük beden almayın :) ben bu elbiseyi L beden aldım, M da pekala iyi olabilirmiş, pantolonu 40 aldım, düşüyor aşağı :)

meyve yediğimde kıpır kıpır olan kızım, 4 boyutlu ultrasonda aynı bensin :) 

sağlıkla gel inşallah...

25 Mart 2014 Salı

hamilelikte mide bulantısı

öncelikle söyleyeyim i-na-nıl-maz zor geçiyor..



aa benim hamilelikte hiç midem bulanmadı diyenlere nasıl özendim belli değil..

8. haftada başladı bulantım. önce hafif hafif geldi, iştahımı kesti, sonra bildiğin kusmaya başladım..

ve ardından hiçbir şey yememeye.. kusmaktansa yemeyeyim daha iyi diyordum. 17. haftaya kadar kustum. böyle bir bulantı yok, hiç geçmiyor hiç, sürekli, nasıl sinir bozucu... kaç kere ağladığımı biliyorum..

deli gibi araştırmaya başladım. google copy paste metinlerle dolu, sinir oldum. herkes doğum hikayesini yazmış, bebek doğduktan sonra tecrübelerini yazmış, arkadaş hamileliği de yazsanıza... 

benden 4-6 hafta önde olan hamile arkadaşlarım sağolsunlar yaşadıklarını paylaştılar, beyaz leblebiyi Neşe söyledi mesela, Nihan ve Esra yat dinlen, kraker falan uğraşma dediler, Tuğçe klozete kusma daha kötü oluyorsun dedi.. yalnız olmadığını hissetmek güç veriyor bi yandan.

bana ne iyi geldi söyleyeyim;

sütaş süzme beyaz peynirli tost ve haşlanmış patates ve amasya elması

bu 3 besin ile 9 hafta geçirdim ben.. az değil 2 ay :)

önce dil peyniriyle yaptım tostu, bi süre sonra o da bulandırınca en son sütaş süzme peynir iyi geldi. biraz deneme yanılmayla buluyorsun. beyaz leblebiyi kustuktan sonra yedim, bastırdı.

bir ara ananas yedim, sulu ve sert diye bastırdı sandım, sonra onun da asitli olduğunu anladım, yemedim.

mesela yoğurt, ayran ve maden suyundan hele hele soğuk bir yiyecekten kesinlikle uzak durulması gerektiğini anladım.

hem mide hem bağırsak çalışmıyor zaten, bari midem çalışsın diye maden suyu (sade) içtim, ne zaman içtiysem 3 dk sonra kustum..

ben bir çok hamilenin aksine sabah iyi kalktım. hatta beyaz peynirli tostu gayet iyi yedim, önce 12:00 sonra 14:00 de yoğun bulantılarım başladı. Bu arada çalıştım ben, hiç izin falan kullanmadım.. ama saat 16:00 olduğunda artık dayanamayıp bulduğum koltukta 1 saat uyumaya başladım. saati kuruyor 17:00'de kalkıp işimin başına dönüyordum. sonra 18:00'de çıkıp eve.. ama ne eve gitmek, bildiğin iş kıyafetimle koltuğa yatıp hiiiçç kalkmıyordum. 

Allah binlerce kez razı olsun canım kocam, o olmasa, onun desteği olmasa asla ama asla böyle atlatamazdım. Tuvalette kustuktan sonra bile geçmiyor diye söylenip ağlama krizindeyken gelip bana destek olması, bir bebek gibi beni uyutması, uyuyana kadar başımda beklemesi, saçımı okşaması, gözünde gördüğüm çaresizlik bakışı (yazarken bile gözlerim doluyor, hep bu hormonlar) o olmasa ne yapardım ben ? bu süreçte ne yedi ne içti hiç bilmiyorum. ruh gibiydim evde, flu hatırlıyorum her şeyi.. tost mu yesem acaba diyordum 2 dk sonra elinde tostla geliyordu, ben kötüyüm diye maçtan çabuk çabuk geldi, arkadaşlarıyla bir yere gitmedi, akşamları heepp yanımdaydı. Arada annem geldi, evi temizledi, bize yemek yaptı gitti sağolsun.

aslında doktorum bana zofran diye bir ilaç verdi, almadım, ama böyle bulantılar deli bir hal alınca engin cumartesi gece yarısı eczane aramaya çıktı. bildiğin kemoterapi gören hastaların kullandığı bulantı giderici dilaltı hap.. etki etti mi ? ı-ıh... sadece uyuttu beni, onu içip odadaki koltukta sızıp kaldığımda engin hiç uykumu açmadan yatağıma götürdü beni. 

çok dua ettim, kim neyi oku dediyse okudum, sabır diledim, Allahım dualarımı kabul etti ve geçti :)

18. haftada geçti :)
2-3 günde bir kusmayla azalarak bitti. sabret geçecek diyenlere o an inanmadım, söylendim (miden bulanırken bu yazıyı okuyorsan kız bana, ben öyle yaptım) kızdım ama geçti. 

ben 69 kiloyla hamile kaldım. 18. haftamda 65 kiloydum. bildiğin 4 kilo verdim, arada 6 kiloya çıktı o verdiğim kilo ama toparladım ve -4 ile 18. haftaya geldim.

sırf kusmayayım diye yemek yemediğim için oldu bu kilo vermek, kızkardeşim benim bu açığı hızla kapatacağımı düşünüyor :) 

bir de otomobil yolculuğunun bulantımı ve kusmamı arttırdığını farkettim. 

çok şükür bugünüme :) 5. ay hamileliğin balayı diyorlardı doğru diyorlarmış. her yudumdan sonra yemek yemek çok güzelmiş şükürler olsun diyorum :)

bu yazıyı bir hamile okuyorsa ve uzun diye okumak zor geldiyse özet geçiyorum

YE
- beyaz peynirli tost
- kızarmış 1 dilim ekmek
- haşlanmış patates
- amasya elması, mümkünse kabuğunu soy (bana en iyi gelen migros'ta satılandı, pazardan aldıklarım güzel değildi)
- beyaz leblebi
- kıvırcık salata
- ılık su (evet içme suyuma azıcık kaynamış sıcak su ekledim ılık içtim, o da toplasan günde 1 su bardağı )
- ceviz 
- muz


YEME
- su (evet su içme, miden boş olduğu için lıkır lıkır o su daha çok bulandırır)
- soğuk herhangi bir yiyecek-içecek
- soğuk maden suyu
- yoğurt
- ayran
- bulgur pilavı (mide hazmetmiyor)
- çarliston biber  (mide hazmetmiyor)
- armut (bana fazla şekerli geldi)

ARABA YOLCULUĞU YAPMA

ne zaman taksiye ya da dolmuşa binsem inince kustum, hatta o kadar enteresan ki sırf taksi ve dolmuşlar deli gibi gidiyor diye halk otobüsüne bindim kusmadım, metrobüse bindim kusmadım :) dolmuştan suadiye'de indikten sonra parktaki çöp kutusuna kusmak çok enteresan oldu, henüz karnım da belirgin değil, hamile olduğumu anlamayan teyze uzaktan beni görüp iiiyyykk dedi gitti, bana bi gülme geldi :) belki ben olsam aynı şeyi yapardım, artık yapmayacağımı biliyorum.

hamilelik bir hastalık değil biliyorum, ama o bulantının ortasındayken hiç böyle hissetmiyorsun :)

binlerce şükür olsun Allahıma geçti bitti..

şimdi içeride kıpırtılarını hissetmek çok güzel :)

18 Mart 2014 Salı

hamileyim ben :) - yeniden blog

Önceki postumda artık yazmayacağım demiştim..

küsmüştüm... 

şimdi yeniden yazmaya karar verdim. nedeni çok basit bir sebep aslında.

hamileyim :) bulantı gibi bir kabus yaşadım.  O kadar çok araştırdım ki, ama hiçbir yerde doğru düzgün tavsiye okuyamadım. Hep annelik ve doğum üzerine tecrübelerini yazmış herkes..

ben yazayım dedim

evet herkesin hamileliği bir değil, her bulantı aynı şekilde geçmeyebilir, olsun ben deneme yanılma yöntemiyle gelecek tavsiyeleri dinlemeye hazırdım. 3-5 arkadaşım dışında hiiiçç tavsiye alamadım.

18 haftalık hamileyim 

çocukları çok seven ben elbette bir bebeğimiz olsun istiyordum. Baktım ki Engin benden daha çok istiyor :)

çok şükür..

şimdi sağlıkla gelsin inşallah diyoruz.

bu arada cinsiyeti de belli, junior seda geliyor :)



LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...