30 Ağustos 2012 Perşembe

bugün benim doğum günüm....

Binlerce kez şükrettiğim bir gün oldu bugün

Çok şükür etrafımdaki güzel insanlara, çok şükür güzel yüzlere, güzel dileklere...

Bir sürü çiçeğim ve bir sürü pastam oldu :)

hepsini yazacağım ama sevgilimden gelen çiçek çok anlamlıydı

bayıldım
eridim
bittim
:)


iyi ki doğmuşum ben
:)
 



27 Ağustos 2012 Pazartesi

zamansız hediyelerim

seviyorum zamansız hediyeleri

bu güzel küpeleri öylesine pat diye Lale almış :) hemen taktım




ben English Home'a aitim diyor di mi :) bunu da kardeşim almış.. hemen masamdaki yerini aldı, yazmaya kıyamıyorum cinsinden :)



24 Ağustos 2012 Cuma

ben halleri

megalomanlığım üstümde galiba :)
çanta annemin gençliğinden, benim de kullanabildiğim bir vintage parça oldu nihayet.. pek bana göre değil galiba...

yüzüğüm de pırlantacı olduğum günlerden :)



23 Ağustos 2012 Perşembe

çalışkan insanı severim

İş konusunda çok kılım ben
çok çalışırım herkes çok çalışsın isterim...

işte benim kafamda biri daha dedim Tubanur geldiğinde
hiç işi olamasına ve kimse ondan böyle bir şey istememesine rağmen depo düzenlemesine bile yardım etti, yardımı bıraktı bu işe başkanlık eder hale geldi.. Bölüm yöneticisi kimliğini bir kenara bırakarak..

seviyorum onu ve iş ahlakını..


bayram öncesi kargolar yetişsin diye deli (abartmıyorum delirdik) gibi çalışmaya başlamadan önce sabah bahçede bir nefes alalım, enerji depolayalım dedik..

Bu fotoğrafı da binada çalışan, bizim gibi hava almaya çıkmış ve sonradan müdür olduğunu öğrendiğimiz birisine çektirdik :)

Modanisa çook şanslı böyle çalışanları olduğu için
:)

22 Ağustos 2012 Çarşamba

ben halleri

ne anlarım ben kombinden..
Modanisa gibi bir yerde çalışıp giyecek bir şeyim yok demek ayıp artık di mi ?

sevgili stil editörlerim depoda beni böyle rengarenk donatıp çıkıyorlar.

aslında yeni bir blog açsam, bugün Modanisa'dan ne giydim falan yapsam diyorum, sonra da buraya ayda 1 yazı giriyorum onu nasıl yapıcam diyorum :(

yeşil ve mor
ilk defa giydim :)


nasıl sizce ?

21 Ağustos 2012 Salı

bayram dediğin

sevdiklerinle, upuzuunn sofralarda, kahkaha ile 30 kişiyi bulan masalarda yenen yemektir bana göre...

dedemin vefatından sonra ailenin en büyüğü babam, her bayram (3. bayram oldu bu, zaman ne çabuk geçiyor) arefe gününden gitti dedemin evine.. artık o evde tek başına yaşayan halamı yalnız bırakmadı annemle babam. bayram sabahı herkes toplanarak kahvaltı ettik. Ama asıl güzel olan damat, gelin herkesin yetiştiği akşam yemekleri idi. Köy yerinde, bahçede, ağaçların altında, püfür püfür esen açık havada yenen yemek ayrı güzeldi..

Arefe akşamı klasik olduğu üzere çiğbörek yapıldı. 200'e yakınmış, ben artık saymadım :)

Servis mi yapayım, yemek mi yiyeyim, fotoğraf mı çekeyim derken sofrayı çekmeyi unutmuşum.. en son mutfaktan masalara servis yapmaya başladım e anne ve hala pes dedim.. 5 yıldızlı otelin mutfağı gibi çeşit çeşit mezeler vardı. ben de onları çektim :)


hihih, sol alt köşedeki soğansız salata benim, ayrıkotu diyo annem bana :) o kadar karmaşada bana ayrı salata yapıyorlar canım ailem..

güzel bir bayram daha bitti...
Allah daha nicelerini göstersin hepimize..

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...