25 Ekim 2014 Cumartesi

Doğum Çantası - Hastane Çantası

Ben biraz rahat bir insanım. Her zaman bu konuda eleştiri alsam da, hiç itiraz etmeden kabul ederim :) biraz da son dakikacıyım..

Annem hep sordu, hastane çantan hazır mı ? Hastanenin önerilerini dikkate aldın mı ? Onu koydun mu, bunu koydun mu ? Bak yıkadım ütüledim, o orada bu burada.. Tamaamm, hazııırrr, koyduumm, eveett dedim hep. 

Hıı aferin bana. İyi yapmışım.

Bebek doğduktan sonra kardeşim ve kuzenim bebek hemşiresine ne diyeceklerini şaşırıyorlar. Çantada gerekli olan hiçbir şey yok. 
Aralarındaki diyalog şöyleymiş :
-bebeğin eşyaları nerede
-burada
-içine giymeye body yok burada 
- !!??
-üşür ama bebek
-ee şey 
-yelek/hırka var mı
-hıımm bizimkiler acil gelmişler, pek valiz hazırlayamamışlar (yalana da bak)
-!!?? (ee hemşire ne yapsın di mi ama, birbirlerine bakıp durmuşlar)
-peki ben hemen eve gidip alıyorum, siz bana gerekli olanları söyleyin lütfen

demiş Pınar :)

Ben ettim siz etmeyin diye yazıyorum.

Bebek için ;
- Alttan çıtçıtlı body, kolları yok atlet şeklinde, kıyafetin içine giyiyor. (almamışım ! inanamıyorum) 5 adet alın derim. Bu foto vardı elimde, alt kısmı görünmüyor, idare edin :) 



Yarım kolu da olabilir, mevsime göre karar verin. 


- Uzun kollu ayaklı tulum. 2 adet (böyle mickey'li falan olmasın tabi, ben tulumu gösterebilmek için ekledim :) Derin bunu doğduğunda giymedi, daha büyüktü)


- Alt üst takım pijama 2 adet, aşağıdaki fotoğraftaki gibi. Instagram'dan tanıdığım, yüzünü dahi görmediğim, canım minnak Deniz'imin annesi Nurten gönderdi bu takımı. Hastaneye paket gelince nasıl şaşırdım anlatamam. Ve ne kadar sevindim onu da anlatamam :)


- Kışın doğacaksa yelek, ben ağustos sonu diye almamıştım, bir de odanın ısısı sabit bir derecede gerek yok diyorlar, bence var çünkü ziyaretçiler nedeniyle odayı sık sık havalandırıyorsunuz
- çorap
- bere
- eldiven
- Bez - önemli konu :) Prima Premium Care aldık. gayet memnun kaldık. Bez ile ilgili ayrı bir post yapacağım.


- Islak mendil. unibaby yenidoğan aldık, ıslak pamuk diye, gayet güzel, ebebekten aldım. 12 paketin olduğu koli 50 tl idi. Her pakette 40 yaprak mendil var.

Ama şu anda huggies markanın yenidoğanını kullanıyoruz.Bence daha pamuk, bildiğin yırtılıyor çıkarırken, bu da pamuk olduğunu gösteriyor, iyi bir şey bu. Migros'tan aldım 3'lü paket 10 tl idi kampanyada. her pakette 64 yaprak mendil var. 
Islak mendillerle ilgili de ayrı bir post yapacağım.

- pişik önleyici krem (hastane gerek yok dedi, biz aman pişik olmasın dedik sürdük)

- ince battaniye (mümkünse penye olsun, kalın olmasın, mycey marka müslin örtüler de olur) bebeği illaki kucağına almak isteyen olacaktır, onlara verirken sarmanız için. Biz gazı olmasın diye sonradan hep karnını örttük, fotoğraftaki örtüler müslin örtü, metrocity avm joker mağazasından aldık, mağazadan da ayrı memnun kaldık onu da yazayım. çok ilgililer. örtülerden mavi olan çift katlı ve biraz daha büyük, pembe olan 2'li satılıyor ve hem küçük hem daha ince. ikisi de kullanışlı. Biri 20 tl biri de 24 tl yanlış hatırlamıyorsam. Ama bu civarda o kesin.


- Kusarsa silmek için tülbent mendil (canım ananem yapmış, inanılmaz işe yarıyor, hazır alınanlar da ananeminkilerin yerini tutmuyor)

Hamileliğim sırasında bir sürü hediye gelmişti. Mothercare, carter's ve Lcw marka özellikle... Ama ben Lc waikiki derim başka da bir şey demem. Lcw bu ülkenin h&m'idir. Tahminimin üstünde kaliteli ürünleri. Söylemeye gerek var mı fiyatları da çok uygun. O atlet bodyler var ya 2 adeti 10 tl ve yumuşacık. Diğerleri onun kadar iyi değil. Çok şaşırtıcı ama öyle.

Kendiniz için;

- Önden düğmeli, pamuklu kumaştan gecelik. Magic form falan hikaye, boşverin süslü püslü takımları. En rahat ettiğim anneanne geceliğiydi. Canım arkadaşım Elif bana Lcw'den hediye gecelik almıştı, onunla da çok rahat ettim.
- Pamuklu kumaştan pijama. Mutlaka önden açılır olsun. Emzirirken çok rahat ettim. İlk zamanlarda tecrübesizlikten, heyecandan emzirirken şakır şakır terliyorsunuz. Bunlardan almaya çekinmeyin, zira doğumdan sonra sürekli emzireceğiniz için evdeki pijamalar olmayacak. Yakaları kullanışlı değil.
- Emzirme sütyeni, hamile külotu, emzirme atleti. Bu üçünü alın derim. Ben anneme ısmarlamıştım. Eve en yakın Yeterler diye bir mağaza varmış, oradan almış. Nbb marka benimkiler, pamuklu ve çok memnunum. Tutmayı bilmediğiniz bir bebek ve ilk defa yaşadığınız bir emzirme durumu. Ne olacak canım demeyin, o tshirtü sıyırıp emzirmek çok zor. Üstelik beliniz üşüyor. Hamileliğimde bu külotu giymedim ama sezeryandan sonra hayatımı kurtardı. Diğerleri tam dikişin üstüne geliyor.Belki bunda da çok pahalı markaların vardır ama benim araştırmaya pek vaktim olmadı. En az 3'er adet alın.
- Emzirme yastığı alın. Benimki mycey marka, çok memnunum. Şiddetle tavsiye ediyorum. 40-50 tl fiyatı var ve ebebek mağazalarında satılıyor. Yemem içmem alırım o derece tavsiye. Hatta hamile bir arkadaşıma hediye alacaksam bebeğe kıyafet almak yerine bunu alırım. Emzirme yastığı sayesinde hem bebek iki büklüm değil, hem sizin kol uyuşmuyor. Joker mağazalarında da varmış.
- Çorap alın yanınıza. Ben ameliyattan sonra çok üşüdüm. Hem süt üşür, giyin çorap :)
- Hijyenik ped. Hastane veriyor ama mutlaka lazım olur. Gece için olan model almanızı öneririm. Hastanenin verdiği ameliyattan sonra ilk gün çok işe yarıyor.
- Kişisel bakım malzemeleri (diş fırçası, diş macunu, tarak, lastikli toka, emzirirken o saçlarımdan bana fenalık gelmişti)
- Lansinoh göğüs ucu kremi. Doktorum bana doğuma 15-20 gün kala sürmeye başlamamı söylemişti, ya da 1 ay olabilir emin değilim. Ben faydasını gördüm, bazı yorumlarda yapış yapış falan demişler, bence değil, üstelik göğsümün yara olması ve bebeğimi emzirememekten iyidir. İstediği kadar yapış yapış olsun. doktorum doğumdan sonra günde 1 kez sürmek için garmastan diye bir krem daha verdi. (tavsiye diye yazmıyorum, doktorunuza sorunuz) ben bu 2 kremin inanılmaz faydasını gördüm. Ne yara oldu ne acı.. Maşallah Derin de cok cok emiyo. Lansinoh krem 25 tl civarı.

- Lansinoh göğüs pedi. ben bunu da işime çok yarayarak kullandım. başka marka da denedim ama ı-ıh, illaki lansinoh. Ben 60'lı aldım 15 tl

Ana kucağını almayı unutmayın, bebeği hastaneden bununla çıkaracaksınız :) Hastaneden çıkarken giymek için kendinize de eşofman almayı unutmayın :)

Aslında yazıyı yazmıştım. Derin anlattığım şeylere modellik etsin istedim :) foto beklediği için gecikti :)

Umarım işinize yarar, aklıma geldikçe yazıya ekleyeceğim. Nette çok okudum kimse böyle detaylı yazmamış, ben bi başladım mı duramıyorum, gene sıktıysam affola:)

9 Ekim 2014 Perşembe

Ayşe Derin geldi - Doğum Hikayem

Önceden uyarı, biraz uzun bir yazı olacak :)


Uzun zamandır blog takip ederim/yazarım. Anne olanlar hep vakit yok derlerdi. İnanırdım ama biraz da abartı bulurdum. Hepsinden özür diliyorum :) Zerre abartmamışlar. Zaman nasıl geçiyor anlamıyorum. Ne zaman gündüz oldu, ne zaman gece.. 

Niyetim deneyimlediklerimi buraya yazmak. İnşallah başarabilirim.

Doğum hikayemi anlatmak istiyorum öncelikle.

Havaların çok sıcak olmasıyla yasal olarak hakettiğim tarihte doğum iznimi kullanmaya başladım. Belki kolay gidip geliyordum, çok yoğun bir tempoda çalışmıyordum ama yine de yoruluyor insan.

İlk aylardaki bulantım hariç kolay bir hamilelik geçirdim, çok şükür. Son aylarda sıcaklar hariç hiç sıkıntım olmadı. Onda da çözümü klima almakta bulduk.

Doktorumun beklediği ve ultrasonun söylediği tarih 25 Ağustos idi. Ama benim tembel kızım beklenen tarih olmasına rağmen gelmedi. Sürekli pozitif doğum hikayeleri okudum, 42. haftada doğum yapanları okudum, kızımla o tarihe kadar hiç konuşmamama rağmen, hadi biz hazırız dedim hep..

Üstelik kendimi o kadar iyi hissediyorum ki, ne heyecan, ne ağırlaşma.. Sokaklardayım, anneme gidip geliyorum, hatta anneannem yollarda doğuracağım diye endişelendi :)

Nst çektiriyorum, doktorum bakıyor, bence gelmeye niyeti yok diyor. E ben de normal doğum istiyorum. Bekleyeceğim diyorum, o ne zaman gelmek isterse o zaman gelsin, ben çekip almayacağım onu oradan. Sadece kakasını yapmasından korkuyorum diyorum canım doktorum İlknur hanıma. 42. haftadan korkuyorum. O da bana istersen 41. haftayı tamamlasın, 42. hafta olduğu gün suni sancı vererek doğumu başlatalım diyor. Ama bu yöntemle doğumun normal gerçekleşeceği garanti değil diye ekliyor. Epidural konusunda hemfikiriz, istiyorum. Tüm kararları bana bırakıyor doktorum ve ben ne istersem onu destekleyerek yapacağını söylüyor. Ama her şeyin artısını eksisini baştan söylüyor.

Engin tüm kararlarıma saygı duyuyor. Sen nasıl istersen diyor. Sadece kendini ve bebeği tehlikeye atacak bir seçim yapma diyor. Bir de lütfen Cuma akşam trafiğinde doğurma, köprü geçeceğiz diyor :)

O kadar çok okudum ki, her şeyi biliyorum daha yaşamadan. 

Günlerden 29 Ağustos Cuma. 40+3 haftadayım. Yani 40. haftam bitti. 41. haftanın 3. günündeyim. Pinterestte ev dekorasyonu ile ilgili şeylere bakıyorum. Bir tane diy projesi çok hoşuma gidiyor. Kırtasiye malzemesine ihtiyacım var, Beşiktaş'a Kabalcı'ya gitmeye karar veriyorum. Eve yürüyerek 10 dakika, hadi hamileliğim nedeniyle 15 dakika olsun. Giyiniyorum. Hatta aynada bu fotoğrafı çekip instagram'da paylaşıyorum. 


Son zamanda çok sık tuvaletim geldiği için, ay çıkmadan tuvalete gireyim diyorum. O da ne ? Çok az kanamam var halk arasındaki adıyla Nişan gelmiş. Hiç heyecanlanmıyorum. 1 yaşında bebeği olan ve hamileliğimde bana çok tasiyelerde bulunan kuzenim Burcu'yu arıyorum. Sakin ol doğum başladı diyor. Hemen doktorunu ara. Ben Engin'i arıyorum. O da hemen İlknur hanımı ara ve bugün Cuma ve saat 15:00 tebrikler diyor :) 

Doktorumu arıyorum. Bir kaç soru soruyor ve evet doğum başlıyor diyor. Biraz daha dur, miktar artarsa haberleşelim diyor. Sonra Pınar'ı arıyorum. Benden çok heyecanlanıyor.

Ben ne yapıyorum ? Odaya gidip bir güzel uyuyorum tam 2 saat. Engin'e de gelmene gerek yok, uyucam diyorum.

Annemlere falan hiç haber vermiyorum. Engin arıyor ne durumdasın 5 dkya evdeyim diye ona uyanıyorum. Kanama artmış ama korkulacak kadar değil. Sancım hiç ama hiç yok. Çok az kasılma var. Doktorum hadi hastaneye, orada buluşalım, nst çektirelim diyor. Hemen duşa giriyorum, Esma'dan aklıma geliyor, boy abdestsiz gitmem diyorum.

Ve biz yola çıkıyoruz. Beşiktaş-Kozyatağı Central güzergahımız. Saat 19:00 İstanbul'da yaşayanlar trafiği tahmin edebiliyorlardır. Engin benden daha gergin. Ben arada kasılma hissediyorum, telefonum susmak bilmiyor, herkese aynı şeyi yazmak/anlatmak beni yoruyor. Arada kasılma hissediyorum, sancı değil ama, arabanın saatinden dakika tutmaya çalışıyorum, Engin elimle saydığımı görünce senin sancın var söylemiyorsun diyor ve dalıyor emniyet şeritine. Korna, sellektör gidiyoruz. Ben heyecanlanıyorum, gitme böyle daha kötü oluyorum diyorum, yollarda mı doğuracaksın diyor. 

Neyse hastaneye 1 saatte varıyoruz, doktorum benden önce gitmiş, hemşirelerin haberi var, hemen odaya alıp nst bağlıyorlar. Ben bu cihazı okumayı öğrendim, nerede ne olması gerekiyor biliyorum her hamile gibi. Bu arada odaya alınırken ama ben suit oda istiyordum diyorum, ne şımarıklık. Şimdi olsa yapmam. 


Yatıyorum. Sancım yok :) Serum takıyorlar. Saat 21:45 oluyor. Annemlere de haber verdik. Pınar zaten biliyordu, söylüyor ve geliyorlar. Bu arada ameliyathaneye iniyorum epidural takılıyor. Çok basit ve korkulmayacak bir işlem. Canım doktorum burada yanımda ve elimi tutuyor. Tüm sırtıma bant yapıştırıyorlar, buna şaşırdım biraz :) ilk dozu alıyorum. Evet biraz hissizlik, ama hareket ediyorum ve teması hissediyorum şimdilik. Odaya geri çıkıyorum. 

Bu arada suni sancı veriyorlar. Çünkü 120 birimlerde olması gereken sancım 10-20'lerde geziyor, arada en çok 40'ı görüyorum. Doktorum diyor ki yarım saat içinde 100-120 olacak diyor. Saat 22:45 falan, açılma 3 cm. Doktorum bu gece buradayız diyor. Bekliyoruz, Engin yanımda, ben Yasin okumak istiyorum diyorum, kitabı çantama koymuştum. Hemşireler o kadar çok girip çıkıyor ki içimden bildiğim duaları okuyorum sadece. Canım kocam o okuyor beni sürekli, Allah razı olsun.

Suni sancı verildikten sonra doktorum geliyor. Ben hala yatıyorum. Diyorum ki ona ben yatmak istemiyorum, sancıyı böyle çekmeyeyim. Sen nasıl istersen diyor. Bekliyor, bakıyor sancım yok. Biraz ıkınmamı istiyor. Odada doktorum ve hemşire var sadece. Bildiğin normal odadayız, doğum odasında falan değil. Sancıda hiç oynama yok. Açıklık 6 cm. Diyor ki İlknur hanım; Sedacım bebek yukarıda, aşağıya inmiyor. Şimdi ben keseyi patlatacağım, sen de ıkınacaksın ve bebeği aşağıya indirmeye çalışacağız. Tamam diyorum, Engin odanın kapısında, Pınar'a yazıyorum neredesiniz diye. Zamanında haber vermezsen böyle tutuşursun işte. 5 dkya oradayız diyor. Hissizim. Yani ıkındıkça bi suyun aktığını anlayabiliyorum ama hiçbişey hissetmiyorum. Hemşire çok yardımcı oluyor ben ıkınırken. Ama ben hala yok artık odada doğurmam herhalde diyorum. Doktorum nst cihazını kapattırıyor. Hemşire 2 kez hocam aşağıyı hazırlatayım mı diyor. Yok gerek yok, Seda doğal doğum yapacak diyor. Sanırım 5-6 defa ıkındım. O sırada kapı açıldı, annem, Pınar, kuzenim Burcu. 1 dakika girmeyin dedim. 

Sonra doktorum Sedacım dedi. Ağır çekim gibi izliyorum. Açıklık 6 cm süper, ancak sancın çok az, bebek aşağı inmiyor, senin ıkınmaların onu itecek güçte değil. Ve maalesef kakasını yapmış. Bunu duyduğum an dondum. Eğer kakasını yapmasaydı vaktimiz olurdu, uğraşırdık, o aşağıya inerdi. Bence ikinizi de riske atmayalım, bebeğin kalp atışları yavaşladı dedi. Nst'yi de bu yüzden kapattırmış, ben korkmayayım diye. Kakayı gören hemşirenin de aşağıyı hazırlatayım demesi bundanmış. Gözlerim doldu, peki Engin'e söyleyelim dedim. Kapıya gidip Engin'i çağırdı, bizimkiler durur mu daldı hepsi içeriye :) Anlamışlar bir şey olduğunu, o an gözüm mahremiyet falan görmedi valla. Zaten ağlamaya başlamıştım. Doktorum durumu açıklayınca Engin tamam hemen sezeryana alın dedi. Ben ağlıyorum diye İlknur hanım detaylıca sakıncaları, kuvözü, yoğun bakımı anlatmaya başlayınca annem sözünü kesti. Siz bakmayın Seda'ya, ağlamasına, alın hemen dedi. Apar topar aşağıya indirildim. Kağıtları falan asansöde imzaladım. Epidural zaten takılı olduğu için uyanık olurum sandım. Ameliyat ekibi nasıl hızlı hareket ediyorlar, vaktimiz yok diyorlar, ben kuzenim de yanımda olsun derken genel anestezi olacağımı öğreniyorum. İlknur hanııımm diye çığırıyorum. Hiç bunu düşünmemiştim, o kadar şartlandırmışım ki kendimi doğal doğuma. Anestezi uzmanı buz gibi elini bacağıma koyuyor, hissettiğimi söyleyince bu haldeyken olmaz diyor ve başka doz için vaktimiz yok. Peki diyorum İlknur hanıma ağlayarak, kızım önce Allah'a sonra size emanet. Sonrası yok bende :)

29 Ağustos Cuma gecesi saat 23:49'da Ayşe Derin doğdu. 

Benim doğum günüme 9 dakika kala.


Gözümü açtım, ayılma bölümündeyim, iyi mi dedim, iyi dedi o çabuk çabuk ameliyata alan çocuk. Ne zaman odaya geldim hatırlamıyorum, sürekli iyi mi diyormuşum :) Bir tek Engin iyi ulan iyi, 4 kilo doğdu, iyi olmasın mı dedi onu hatırlıyorum :) sonra sormayı bıraktım. Kim ne zaman üstümü değiştirdi, nasıl emzirdim hiç hatırlamıyorum.


İlknur Aköz, canım doktorum sayesinde ikimiz de sağlıkla kurtulduk. Yerinde ve zamanında müdahale ile ne yoğun bakımla uğraştık ne bir şey. Ben gözümü açıp ona iyiyim diyene kadar başımdan ayrılmadı.Gönülden tavsiye ederim.

Çok uzun bir yazı olacak demiştim, merak edip okuduysanız tebrikler :)

Emzirme ve süt gelmesi deneyimimi de yazacağım.

Şimdilik bu kadar :)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...