30 Ağustos 2009 Pazar
hiç gelmeyecek gibiydi... 30'lu yaşlara merhaba...
aslında biraz üzgün
tedirgin
endişeli
birazcık korku
geç kalma korkusu
bişeyleri kaçırdım korkusu
geldi bile
30
söyleyemiyorum yahu
aslında büyümek istemiyorum ben
dün gece niye düştü yüzün dedi sevgili, şaşırdı bu kadar üzülmeme
çok mu belli oluyor dedim, aynı şaşkınlıkla evet dedi, yoo üzülmedim dememi bekliyordu herhalde...
30'un bu kadar yakıştığı birisi iyi ki yanımda dedi sevgili, çok mutluyum dedi
28'den daha dolu, daha güzel, gözlerinin altı daha belirgin ama daha çok okumuş dedi canım eniştem, neresinden bakarsan dedi....
30 oldun artık ahaahahaha dedi, deli kardeşim
öyle ya da böyle
geldi 30'lu yaşlar...
kaçamadım...
hoş geldi...
dedim ki madem geldiniz, bari hayatıma güzellik, olgunluk, yeni başarılar getirin...
21 Ağustos 2009 Cuma
ne güzel başladı Ramazan...

15 Ağustos 2009 Cumartesi
header'ımı değiştirmek istiyorum
biri bana yardım edebilir mi acaba :)
aslında tam anlamıyla yardım da denemez
al sedacım bak yaptım dese biri ayyyy ne süper olur :)))
çok yakında....

14 Ağustos 2009 Cuma
anne ve kızları Taksim'de
Dün akşam hasta ziyaretine gittik
annem ben ve Pınar
dönüşte Pınar Taksim'e gidecek oradan Bostancı'ya, annemle ben ise eve dönmek üzere ters istikamete
Pınar'la anlaştık önceden, annem ayvalık tostunu çok sever, tost yer bi de benim yeni keşfettiğim dondurmacıda dondurma yeriz dedik
anneme sürpriz oldu hadi yemek yiyelim dedik
pek sevmez istiklal caddesini annem, çünkü o beyoğlu sokaklarının eskisini arar, yengesiyle yapmış oldukları hiltondaki çay keyfini arar
biz giyinip süslenip çıkardık buraya gezmeye der hep
neyse yedik tostlarımızı, daha doğrusu yemek için mücadele ettik, bi dolduruyorlar içini yuh yani....
sonra da cremeria milano'dan dondurmalarımızı aldık, ben tramisulu ve kuru üzümlü yiyorum, bayılıyorum...
ilk kez tadan annem ve Pınar'da çok beğendi, şiddetle tavsiye ederim...
çıkmışken mağazalara da baktık, alışveriş yaptık, gece yarısı eve döndük ama uzun zamandır yapmadığımız birşeydi, hepimize iyi geldi...
canım annem, hiç yaşlanma sen, hep arkadaşımız gibi ol...
bu arada belirtmemişim fotodaki Pınar, ben değilim :) ben çektiğim için karede yer alamadım :(
ne gündü Çarşamba...
benim onlardan sonra eve gelmem
annemin muhteşem yemekleri
babamın mutluluğu
sevgilinin bana kızgınlığı
onlar otururken pat diye gelen başka misafirler
son anda çıkan üsküdar'a gitmemiz gerek konusu
balkon keyfimiz
çay keyfimiz
getirdikleri tatlıları lüpletmemiz
ve sonunda annemin diktiği yastıklarını ve 1 tepsi böreği alıp gitmeleri
ne yorucuydu benim için...
12 Ağustos 2009 Çarşamba
pazar filesi/çantası

11 Ağustos 2009 Salı
ne alaka di mi
Sertab ve Nil'i birbirine benzettim
geçen tv de Sertab'ın klibine rastladım zap yaparken
makyajı falan ne kadar da Nil'e benzemiş :)
bi de bildiğim kadarıyla Nil Sertab'ın kardeşiyle birlikte, birbirlerini göre göre mi benzediler ne ?
dedim ya ne alaka, yazdığım şeye bak :)
neyse Nil demişken bari şunu da yazayım,
hani maden suyu reklamında oynuyo ya bu hatun
annemle reklamı izliyoruz ne tuhaf bu kızın ayakkabıları dedi
aa nasıl bakiim dedim, bi baktım hani şu topuğu normal topuk yerinde değil de altta olan modellerden, bulamadım adını şimdi
görmüyor musun nasıl zıplıyo dedi annem, sen düz yolda yürüyemezsin..
haydaaa dedim benden ne istedin şimdi :)
10 Ağustos 2009 Pazartesi
"hadi kalk" dedi bana
kendimizi boğaz turu yapan motorda bulduk
şa ha ney di :)
cumartesi günü Acarkent'e gittim, bir müşterimize, bizim böyle özel servislerimiz de var ve böyle müşterilere satış temsilcileri değil de ben gidiyorum,
dönüş yolunda aradım sevgiliyi ben Levent civarındayım, iş yerine yakın yani, buralardaysan görüşelim mi dedim. 1-2 saat vaktim var gel yemek yiyelim dedi, iyi güzel de vakit kısıtlı, etrafta bir sürü avm var, ay hiç klimalı ortamda oturup yemek yiyesim yok dedim, ortaköy ? dedi olleeyy dedim ve gittik
klasik otopark sorunu,1 tanecik otoparkta zar zor yer bulmamız, kumpirlerimizi almamız vee deniz kenarındayız
şansımıza hava deli gibi sıcak değil, güneş sürekli tepemizde değil...
tam dibimizde de bir amca; boğaz turu son 5 dakika diye anons yapıyor
güldüm, 5 dakikadır son 5 dakika diye bağırıyor dedim bi yandan da ekledim, bak kişi başı 8 TL, 1 saat boğaz turu, evde pineklemeye değmez, güldü baktı yan yan, sustum hemen, yine başladı dırdıra dedi içinden herhalde dedim
"hadi kalk" dedi
o az önce konuşan ben değilmişim gibi ama yok işten ararlar seni şimdi, 1 saat sonra burada olursak yetişir misin ki, ama böyle pat diye kem küm derken ben, yine güldü sevgili ayağa kalkıp, nooldu, az önce öyle demiyordun, hadi gidelim işte dedi, amca son 1 dakika diye seslenirken...
bi baktık amca da bize bakıyormuş, o da güldü, alışık herhalde bizim gibi ayakta son dakikalarda kararsız kalmışlara :)
atladık tekneye
mis gibi boğaz ve deniz
kapattım gözlerimi
sarıldım sevgiliye rüzgara karşı...
hep böyle olsak ya dedim...
5 Ağustos 2009 Çarşamba
4 Ağustos 2009 Salı
kardeşim beni Büyükada'ya götürdü...




3 Ağustos 2009 Pazartesi
şakarcan şef ve yemekleri :)
yazıcam yazıcam bir türlü fotoğrafları toparlayamadım
demiştim ya daha önce enfes yemekler yedim diye
işte onların fotoğrafları :)
tekrar ellerine sağlık eniştecim
gelelim yediklerimize.....


hepsinde görüntü süper, lezzet zaten muhteşemdi
ki kendisi bugüne kadar hiç mutfağa girmemiş...
bir de öyle klasik alışılagelmiş şeyler değildi yaptıkları
biber yatağında haydari mesela :)

fesleğenli domatesli peynir (adını uydurdum, unuttum çünkü)

veee işte muhteşem makarna, makarnayı çok sevdiğimi söylemiş miydim ?
annem der ki sabah kahvaltıda versem yiyeceksin :) valla 12-1 gibi kalktığım kahvaltıda neden olmasın :)

tatlıyı da unutmamak lazım, şeftalili acıbademli bişey, ay tamam bi daha bu kadar ara vermicem yazmaya :)
amaaa ben beslenme programım gereği bunları yemeyi abartmıyorum, hazır kilo vermişim ne güzel...
tekrar tekrar ellerine sağlık sevgili eniştecim, ay enişte deyince insanlar epey yaşlı birini hayal ediyorlar ama, bakınız yukarıdaki foto :)
yeni tatlar keşfetmeye devam...