özverili
düşünceli
fedakar bir kadın benim annem...
sıcacık
içtem
samimi
duygusal bir kadın benim annem...
yoktan var eden
yokluğu hissettirmeyen
mücadele eden bir kadın benim annem....
çok seven
sınırsız seven
herkesi seven
herkese sevdiren bir kadın benim annem...
en yakın arkadaşım
sırdaşım
dostum olan bir kadın benim annem...
babama aşık
Pınar'a aşık
bana aşık bir kadın benim annem...
sabaha kadar yazarım bitmez, yetmez..
Beni tanıyanlar bilir, deli gibi bağlıyımdır anneme, azıcık sesi titrese uykularım kaçar, gerekirse babama da sesimi yükseltirim anneanneme de... ufacık bir konu yüzünden, bize hissettirmemeye çalıştığı o üzüntüsüne sebep olan anneannemle telefonda tartışmama ve anneannemin annemden özür dilemesine kadar uzatırım olayı..
hiç kıyamam ona, hayatımın odak noktasındadır hep
babam telefonu açarsa ilk sözüm annem yok mu olur, bozulur mu bilmem, ama bilir babam onu da çok sevdiğimi, yine bilir ki annemi biraz daha fazla sevdiğimi
benim babam uzun yıllar yurtdışına çalıştı, uzun yol otobüs şoförüydü, 4 gün dışarıda 1 gün evde olurdu ya da 3 gün yok 4. gün sabaha karşı gelir bizi uyandırır birlikte kahvaltı ederiz, biz okula, o uyumaya, akşam okuldan geliriz babam yine yollara düşmüş...
Biraz babaya hasret geçti o dönem, işte o dönem anneye çok bağlandığım dönem oldu, hem anne hem baba, annemde öyle otorite, disiplin, sert kurallar, yasaklar hiç olmadı.. Ama iki kızı da hiç sapıtmadı.. Mesela babam değişik bir sürü sigara getirirdi, o zamanlar sigara içerdi annem, tüm arkadaşlarım sigara içerken, evde bir sürü sigara çeşidi varken, ne ben ne de kardeşim bir gün merak edip bir tek sigara bile içmedik. Bir gün yalan söylemedik. Gece yarısı eve gelmedik. Onu hiç utandırmadık, tedirgin etmedik, endişelendirmedik..
Dedim ya çok fedakardır benim annem. Babamın kazancı belli. Giderken anneme harçlık bırakıyor. İki tane çocuk var okula giden. Bazen grup götürürlerdi babamlar. Mesela folklör ekibi festivallere katılırdı. Ülke ülke gezerlerdi. Kaç defa babam anneme sende gel demiştir. Babamın Avrupa'da gitmediği ülke kalmamış mesela.. Annem gitmemiş, annesine bile emanet edememiş bizi. Yine böyle babamın uzun süreli tura gittiği bir dönem. Anneme bıraktığı harçlıkla idare edeceğiz o gelene kadar. Tahminden uzun sürüyor yolculuk. Aksilik ya tüp bitiyor. Hani o zamanlar büyük tüpler vardı ocakta kullanmak için. Hatırlamıyorum ne kadar ama tüp alırsa elindeki para iyice azalacak. E almasa ne yiyeceğiz ? Babamın gelmesine 2 gün var. Annem tüp almıyor. Bir gün akşam yemeğini kahvaltı gibi yiyoruz ertesi gün elektrikli fırında pişmiş börek..
Halbuki anneannem evimize 20 dakika uzaklıkta oturuyor. Dayım da öyle. Maddi manevi her türlü destek olurlar. Ama yok, herkes kendi ayakları üstünde durmayı bilmeli der annem. O yüzden hep oku ve mutlaka çalış dedi bana. Evlenince elinden alınan (ki asıl acı olan alanın babam olmaması) kariyeri için ne kadar üzülse de şimdi hem Pınarın hem benim durumumuza o kadar seviniyor. Hiç unutmam bu tüp olayını. Bizim kursa gitmemiz için örüp sattığı dantelleri yazmıyorum bile...
Pınar mesela, bir gün çamaşır, bir gün ütü, bir gün temizlik of yetişemiyorum diyor.. Annem bir gün of demedi, tamam çalışmadı ev hanımıydı ama olsun.. Komşumuz haftasonu kızlarına hadi temizliğe dediğinde kızdı komşusuna, bir tatilleri var çocukların elleme dinlensinler dedi. Elbette bizimde yardım ettiğimiz günler oldu ama hala giydiğim gömleği bile annem ütülüyor. Sabah 5 dakika daha fazla uyuyayım diye beni uyandırmıyor, arkamdan yatağımı o topluyor...
mesela herşeyimi bilir annem,
Engin'i, kavgalarımızı, düşüncelerimi, hayallerimi...
İşyerimde olanı biteni bile anlatırım, yüzünü görmesede herkesi bilir. Lale'yi çok sever..
O kadar iyi tanır ki beni, atacağım adımı diyeceğim sözü bilir..
Ne çok yazdım...
dedim ya bitmez annemi anlatmaya kalksam, sığmaz buraya.
Çok karman çorman bir yazı oldu, atladım oradan oraya :)
içimden geldiği gibi yazdım..
burada da olsun istedim,
annemi ne çok sevdiğimi herkes bilsin istedim..
canım annem;
anneler günün kutlu olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder