19 Mart 2018 Pazartesi

ve Ayşe Derin'in okul hayatı başlar :) -1

Evet daha çok küçük
Evet daha ana kuzusu
Evet daha hala bana ihtiyacı var
Evet çalışmıyorum evde oturuyorum, pekala bakabilirim....

bunları çoğaltabiliriz, istediğimiz kadar..


 (şu anki okuluna görüşmeye gittiğimiz ilk günden)

Ama ben Derin sosyalleşsin istiyorum, kendi yaşıtlarıyla oynasın, ama sadece oynasın...öyle müfredat, o, bu, şu olmasın... eve her gün bir ispat, bir faaliyetle gelmesin..

Anaokulu çook önemli ve çok kritik bir konu.
bu yazıya da başladım ama kimbilir kaç gün sürecek yayınlamam :)

başta Engin hiç istemedi okula gitmesini, çok küçük kıyamıyorum dedi, ya ezilirse ya biri ona kötü davranırsa dedi. Endişelerinde çok haklıydı, neler görüyoruz..

Dedim ki merak etme, çok ince eleyip sık dokuyacağım, içimize sinmeyen bir yere asla emanet etmeyeceğiz çocuğumuzu. Yine de gerçekten şans işi bu okul işi. Okul, yönetim şahanedir ama öğretmen iyi değildir, ya da öğretmen tam istediğin gibidir ama yönetim seni sinir eder vs vs

Ben galiba biraz meraklı bir anneyim. Elimden geldiğince kültürel faaliyetlere götürmeye başlamıştım. Daha 15 aylıkken çok sevdiği Niloya'nın tiyatro gösterisine gitmiştik. Televizyonda küçük gördüğü Niloya'yı kocaman görünce nasıl şaşırmıştı :) Ama hiç ağlamadan, sıkılmadan izlemişti. 



Derin 2,5 yaşındayken ben araştırmaya başladım. Beylikdüzü'nde oturuyoruz. Burası tam bir anaokulu, kreş, yuva, gündüz bakımevi cenneti. Artık hangisini arıyorsanız :) O kadar sayısız okul var ki, seç beğen al. 

Her yerin olduğu gibi buranın da top 10'u var elbette. kime göre tartışılır tabi.. Beklentiler o kadar farklı ki. Bana şahane gelen ayrıntı başkasına çookk itici gelebiliyor (tecrübeyle sabit)

Bu arada bu yazıda okul adı vermeyeceğim. Ne iyi ne kötü.. Tek söyleyeceğim Derin'in öğretmeninin adı :) Gamze öğretmen 💓 İyi ki ona rastlamışız diye dua ettiğim insan.

Bir yandan evde aktivitelere, oyunlara devam ediyorum. Ama kış mevsimi olunca, sokakta 2 çocukla oynamayınca sıkılıyor çocuk, haklı..


sürekli oyun yarat, ilgisini çek, dikkati dağılmasın, o bu derken, sürekli dağılan evi sürekli toplamaktan bana fenalık geliyor. Dünyanın en düzenli insanı da olmadığım için ev sürekli bir panayır havasında..


Ben suluboya ile elma ve armut yapabiliyormuşum Derin sayesinde öğrendim :)) Tamam yapıyorum da görüyorum ki yetmiyor. Zaten bence çocuk anneyi anne bilsin arkadaşı arkadaş. Ben anneyim, arkadaş ya da öğretmen değilim. Yetebilene, yapabilene bin kere helal olsun. 

Neyse 2 güvenilir kaynaktan aynı okulun adını duyunca görüşmeye gittik. Sahibi hanım tarafından çok güzel karşılandık, okul güzel, açık havada bir park var şahane, Derin de yanımızda, yaş 2,5 bak dedik burada arkadaşlar var, oynamak ister misin ? Arkadaş canlısı kızım koştu gitti yanlarına, biz şok. Çocuk işte oradaki minnaklar da aldılar Derin'i aralarına, el ele tutuşmalar falan :) aa dedik isteyecek herhalde. Okulu dinlemeye devam ediyoruz, yemek burada pişiyor,  domatesler yazdan organik dolaba attık vs vs. peki dedik 1 gün deneme günü yapalım, derin 2-3 saat okulda kalsın, ben müdürün (sahibinin) odasında bekleyeyim. Ertesi gün 10 gibi okula gittik. Derin sınıfa girdi, ben aşağıda bekliyorum, kamera açık izliyorum. 15 dakika geçti "hiçbir şey" yapmıyorlar. 2 öğretmen var, biri elinde makas habire bir şeyler kesiyor, diğer öğretmen bir çocuğun burnunu siliyor, etrafı düzeltiyor, sandalyeleri diziyor falan. Derin sıkıldı, zaten küçücük olan odanın içinde gezmeye başladı. Gittiğimiz okul villa tipi bir okuldu. bir sürü yaş grubundan çocuk, tıklım tepiş... Derin gezdi, bitti, beni sordu, çıktım yukarı, buradayım senin oyununun bitmesini bekliyorum dedim. Oyun kelimesini duyunca heyecanlandı, öğretmen de hadi sınıfa deyince gitti, ben de sıkıldı dedim böyle öğretmenin gözünün içine bakarak. Oldu yarım saat. Neyse kameradan hareketlerinden öğretmenin şarkı söylediğini anladım, arada tavşan kulağı yapıyor eliyle kendine. Çocuklar nerede ? bir masanın etrafında oturuyorlar küçücük sandalyelerinde ! el çırpıyorlar falan ! kim atlayıp öğretmenin yanında oynamaya başladı ? tabiki Derin. Çünkü babası da ben de hatta dedesi anneannesi bile Derin'le birlikte dans ediyoruz. Bu arada durmaksızın ağlayan bir çocuk var, ama salya sümük. Ve kimse çocuğu kucağına almıyor ! Tabiki dayanamadım, sırf bunun için çıktım yukarıya, elinde hala makas bir şeyler kesen yardımcı öğretmen olduğunu öğrendiğim kişi şöyle açıklama yaptı; 2 yaşında daha çok küçük, annesi çalışıyor, aslında alışmıştı, tatile gittiler 15 gün, o yüzden başa döndük. Yahu dedim kucağına al, sarıl, güvensin sana, anne gelecek de, ama bir şey de, elbet anlar, en azından sakinleşir. Yok dedi o zaman hep kucak ister ona alışır, diğer çocuklar da bu kez kucak ister. Yemin ediyorum içim parçalandı, eğildim çocuğun hizasına, bak anne gelecek, işe gitti, anne seni çok seviyor dedim, başka neler dedim bilmiyorum, çocuk bana arkasını dönüp hiç susmadan ağlamaya devam etti, öğretmenin bacağına yapıştı, o tuttu kollarından öteye koydu, yardımcı öğretmenin bacağına yapıştı, o da kestiği kartondan kafasını kaldırmadan işini yapmaya devam etti. Ben o an karar vermiştim zaten Derin'in o okula gitmeyeceğine. Merakımdan durmaya devam ettim. Bi yandan manyakça planlar yapıyordum, okulun karşısında bi köşede saklanıp bu çocuğun annesini beklesem, çocuğu tanırım annesini tanımasam da, Allah aşkına bu çocuğu ya başka yere ver ya da çok muhtaç değilsen işe, nolur kendin bak desem diye düşünürken öyle böyle öğlen oldu, sahibi hanım da geldi.

Ben tabi bu notlarımı biiirr bir anlattım. Kadın kızardı, bozardı, ee Derin zaten çok küçük, siz en iyisi seneye düşünün bu konuyu dedi. Aa dün fiyat vermişti :))) deneme günü ok ise kayıt yapalımdı. 

Neyse kadın haklı, ben onlara göre bir veli değilim. Kim ister ki böyle arıza bir veliyle uğraşmayı. Hem onların domatesi organik :) 

Sonuç Engin kazandı. Okul falan yok, oyun gruplarıyla idare et dedi. Evet ettik gerçekten. Evimize yürüme mesafesinde anne-çocuk katılımlı haftada 1 gün 1,5-2 saatlik oyun gruplarına gittik. Çok da keyifli geçti. Daha önce parmak boyaya dokunmayan Derin orada çok güzel oynadı mesela. Çünkü kendi gibi çocuklar yapıyordu, o da yaptı :)


Baktım iyi gidiyor, oturdum aktivite takvimi yaptım, taktım kafaya Derin sıkılmayacak, ben pert, baba yorgun ama olsun, napalım. Üstelik hafta içiyse baba yoksa benim ehliyet cüzdanda süs, araba kapalı otoparkta süs, biz beylikdüzü'nde taksi bulamayıp yollarda sersefil, olsun, azimliyim :) Gelsin Pepee gösterisi, gitsin Canım Kardeşim gösterisi.
Hepsini çok sevdi, bayıldı. O mutlu oldukça bize dünyaları verdi :) Küçük falan demeyin a dostlar, götürün bebeleri tiyatroya, Derin şimdiden tiyatro aşığı bir çocuk.


Ağustos 2017'de Derin tam 36 aylık oluyordu. Bence tam okula başlama ayıydı :) gel gör babayı ikna edemiyordum. Kendisi de öğretmen olan arkadaşım Neşe ile buluştuk bir gün. Kızı Derin'den 2,5 ay büyük, çalıştığı için önceki sene okula göndermişti kızını. Çok memnun olduğunu anlattı, onun gözlemlerine çok güvenirim, üstelik mesleği de olunca çok aklıma yattı. Ama o da uyardı beni, herkesin beklentisi farklı, git mutlaka kendin gör dedi, gitmez miyim :)


Dediği okula gittik, (bu fotoğraf da ilk görüşme gününden) Engin gene baştan olumsuz, sırf susayım diye gidiyor :) Okula bir girdik devasa. Öyle bir villa değil, minnacık odalar ve minnacık pencereler yok, sınıfların pencereleri yerlere kadar, aydınlık, ışıl ışıl. Bir hareket/spor odası var bizim salondan büyük. Okula şekil olarak bayıldık. Sonra sahibi bey ile görüştük, ben zaten gitmeden kendisini google'lamıştım :) Akademik kariyerine falan bayılmıştım.

Dedik ki; biz Derin yaşıtlarıyla oynasın, mutlu olsun istiyoruz, başka bir beklentimiz yok. Ben sizin çocuğunuz sadece mutlu olsun diye burada değilim dedi ! biz şok. Burada elbette mutlu olacak, elbette arkadaşlarıyla oynayacak, ama bunları yaparken de öğrenecek. Mesela sadece kelimelere kulak aşinalığı olsun diye ingilizce öğrenecek, örneğin renkler dedi. Buna ders diyecekseniz evet ders ama bu dersi çocuğa nasıl verdiğiniz önemli dedi. Eğlenerek, oynayarak, keyif alarak öğrenmesi bizim de önceliğimiz dedi. Ki gerçekten dediği gibi oldu. Tiiiçır öyle güzel öğretti ki, kendisine de ingilizceye de bayılıyor derin.

Okulun adını ısrarla soran tanımadığım kişilere söyledim, mesela bana çok doğru gelen referans gösterme olayı o kişide negatif etki yaratmış. Fikirler  doğal olarak çok farklı olabiliyor, bunu da tartışmaya açık bulmuyorum. O yüzden sorarsanız da söylemeyeceğim :) 

Hangi konuları öğrenecek, nelere dikkat ediyorlar, domatesler organik mi :) (hayır değil, böyle bir iddiaları yok, benim de okuldan organik domates beklentim yok, başka beklentilerim var, evet önemsiz değil yemek konusu ama önceliklerim başka) konularını konuştuk. Biz düşünmek için süre istedik. Bu arada okulda yaz okulu vardı, Derin stajyer öğretmen ile bir sürü oyuncağın olduğu bir sınıfta tek başına bile olsa acayip keyifli zaman geçirdi. Hatta dedik ki yemek konusu problemli, burada yer merak etmeyin dediler, dişlerimi sıkıp, zoraki gülümseyip hıhı dedim, ikindi kahvaltısı saatiydi, mis gibi poğaça kokusu geliyordu, hemen ikram ettiler, ay yok yemez derken ben, derin ilk yudumu ısırmıştı bile :))) şimdi hıhı deme sırası onlardaydı, hakettim :)

Üçümüz de okulu çok beğendik. Ananeye anlatmaya gittik, ekşi suratıyla dinledi tabiki. Kaynanam olsa bu kadar olurdu, 1 sene daha gitmese, evdeymişim işte bakarmışım ben, çok küçükmüş, ay bilememiş şimdi, hiç içi rahat değilmiş, zaten yemiyormuş, ah kesin aç kalırmış okulda. Sıktı canımı yani kısacası. Zaten çalışayım bakıcı bulalım konusunda da ortalığı ayağa kaldırmıştı, kesinlikle bakıcı olmaz diye.

Evet eşşek kadar oldum ama anneme onaylatmadan bir şey yapamıyorum işte, bu da benim yumuşak karnım :)

Tamam dedik sen de gel okulu gez. Bi tur daha gittik :) Tabiki çok beğendi. Çalışanları şööle baştan aşağı bi süzdü :) orada 1-2 veli görüp pıt pıt yanlarına gidip konuştu :))) yukarıdaki fotoğraf da 4 yaş sınıfından, Derin girmek istedi diye oturttular, bişeyler yapıştırdı, bayıldı, annem de oradaki çocuklardan birisini almaya gelen velisiyle konuştu hemen :) okul bu sene 3. yılında, çok yeni yani. 2. yılı olan veliden çok olumlu şeyler de duyunca tamam dedi :)

Çıkarken tamam kayıt oluyoruz dedik :)

vee okul maceramız başladı... 18 Eylül ilk okul günü...

Bir sonraki postta :)

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...