8 Ocak 2010 Cuma

caveman-mağara adamı


Sevgilim her ne kadar önceki posta yorum olarak yalan dese de gün içinde gerçekten vaktim olmuyor yazmaya..
Ama akşamları yazacağım, unutmamak için..
Bir sözüm de adsızlara, yazmayın anacım adsız olarak, yayınlamayacağım, uydur bir isim abuzettin de bişey de ama adsız yazma… Ayrıca Tdk kesilme başıma… İngilizcem sular seller gibi olmasa da yazdığını anlayacak kadar öğrendim, kursa gittim..
ay neyse güzel bir akşamı yazacağım, konu dağılmadan…

efendim sevgiliyle bir caveman maceramız var.. (pes 26 Aralık'ta gitmişiz) hani sıkılırsam 10. dakikada çıkarım dediği oyun..
gittik oyuna, enteresan olan şu, sosyal ağlar sayesinde oyuncularla oyundan önce de sonra da konuşmak mümkün, ki konuştum Alper Kul ile, oyundan önce, hatta sonra da :) hatta bana cevap olarak, oyun sırasında 2 sürpriz konuğu olacağının müjdesini verdi, peki yüzsüz ben ne yaptım, çıkmayan sürpriz (adsız bak bunu doğru yazdım pek çok bloggerın aksine, buna aferin diyen yok) konuklar için ertesi gün hesap sordum :) yanıtladı mı ? evet :)
kaç hafta olmuş gideli yahu, tarihe baktım da yine..
ben sevgiliye gittim gündüzden, yemek yedik bi güzel, aa yemeği de ben yaptım, ızgara tavuklu yeşil salata, hadi salata neyse de tavuğu kes biç ne zor işmiş, ilk defa yaptım laf aramızda, Pınar’dan gördüm elleri tavuk kokmasın diye dr eldiveni takıyordu, baktım dolaplara bulamadım, sevgiliden isteseydim beni mutfaktan kovardı herhalde, zaten ben bu göğsü jülyen doğrayıp pişirsem olur mu dedim, ardına bile bakmadan çıktı mutfaktan, odaya gidip yemeksepeti'nden ne söylesem diye plan yapmıştı eminim :)
neyse salatamı çok beğendi en azından :) tavuğa laf etmedi ama peyniri küp küp kesip salatanın üstüne koy dedi, koymadım ayrı tabakta servis ettim diye söylendi :) kıvırcıkların üstü beyaz oluyo dedim, ben yicem yaa sanane dedi :) düşündüm de haklıydı..
bu arada oyunun tek kişilik olduğunu yemek yerken öğrendi sevgili, heheh söylememiştim, biliyorum dır dır edecek, gelmeyecek, arıza çıkaracak, son dakikaya sakladım bu haberi :) + oyuncuyla konuştuğumu ve bir sürprizi olduğunu söyledim, bak benimle ilgili bir şey söylediysen, bana laf atarsa bittin sen dedi :) adımı falan hatırlamaz diye ikna ettim :)
yedik yemeğimizi bir güzel, sağlıklı sağlıklı, sevgili Mecidiyeköy’de oturuyor, aslında Fulya’da ama hatun adı diye söylemiyorum ben onu :) (evet çok kıskancım) taksiye atladık 10 dakika sonra BKM’deydik, ne güzel böyle yerlerde oturmak dedim, şehrin göbeğinde.. erken gitmiş olduk böylece, dolaşalım dedik çarşıda, pasajlara girdik, sevgiliyi yine buldu tribünden birileri, ha bire selam verip durduk insanlara :) ben mağazalara bakayım dedim kapanmıştı çoğu sadece ayakkabıcılar vardı ve vitrinde yazan fiyatları da uygundu, denemeye kalksam söylenecekti, her ne kadar dene dene içinde kalmasın dese de biliyorum başıma gelecekleri…

geçtik salona, evden çıkarken rujumu tazeleyen bana, ay nereye gidiyoruz sanki diyen sevgili oradaki kızları süsü püsü görünce ne düşündü merak ediyorum :) oyun başlamadan insanlar kendi aralarında konuşuyorlardı, ay şahaneymiş, geçen geldik gül gül öldük, bilmem kimle bilmem kim gelmiş bayılmışlar, ay deli komikmiş falan filan.. sevgili gerilmeye başladı, niye insan şartlandırır ki kendini buna dedi, neyse oyun başladı, öndeki bir izleyici de oyuna dahil oldu, yani Alper Kul dahil etti, sevgili bana baktı, o ben olsaydım düşün halini dedi, çünkü sevgili bunu demeden az önce o izleyici sahneye çıkıp göbek attı :) napardın dedim yoo çıkar bir güzel oynardım dedi :)
oyuna gelirsek (gelsem iyi olur artık di mi, çenem düştü, bu arada otobüsteyim eve gidiyorum saat 20:05, son derece görgüsüzce açtım mini notebookumu yazıyorum) oyun bence güzeldi, Engin’e göre vasattı, bi kere oyuncunun performansı süperdi, o çıkardığı sesler, mimikler olağanüstüydü, dedim ya göbek attırdı orada bir müzik sesi çıkarıyor, duymak lazım, Ali Eyüboğlu Alper Kul için "vücudunu enstürman gibi kullanıyor" demiş ya az bile demiş, sonra hep birlikte birlikte, hep birlikte birlikte kadınların kendi arasındaki ilişkiyi anlatmak için kullandığı kısa cümle, bir her şeyi hep birlikte yaparmışız, mutfaktan cips alma, alışveriş, falan filan… Evet bildiğimiz şeyleri söylüyor ama değişik ve eğlenceli bir biçimde söylüyor oyun… güldük mü evet, ama öyle deli gibi kahkahalar atarak değil, espri anlayışımızı sorgulamak isteyenler buyursun valla :) bi daha gider miyim ? sanmam, biri bilet hediye ederse belki, çünkü 45 TL ve bence pek ucuz değil, Engin’e sorsak gitmez bir daha, bedava bile olsa..

Ama dedim ya kötü vakit geçirmedik sonuçta, iyi ki de gitmişiz, değişik bir aktivite oldu bizim için de, sosyalleştik :) ben hep şikayet ediyorum ya bişey yapmıyoruz diye..

kısacası kesinlikle gidilebilir bir oyun, bakmayın sevgilinin huysuzluğuna, ben beğendim, Alper Kul için bile gidilir, Alper Kul’u tanımıyordum ben, anneme sordum aa Kınalı Kar’da oynadı dedi, pes dedim, kaç sene önceydi anne o, ama şimdilerde de oynuyo dizilerde dedi (annem her diziyi bilir, reklam arasında izler yine de fikri olur o dizi hakkında) kişisel web sitesine baktım, annem haklıymış, bir sürü projede yer almış,
tek kişilik oyunları komedyenlerden izlemeye alışık bu bünyelere güzel etkiler bıraktığı kesin...
bu kadar uzun yazıyı okuduysanız pes valla :)

1 yorum:

Deniz dedi ki...

ben de çok gitmek istiyorum!
Ama benim sevgiliyi ikna etmem gerek.
İlgimi çekmiyor diyiverir hemen

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...