10 Ocak 2010 Pazar

Yahşi Batı'ya gittik


Sinemaya gittik geçtiğimiz günlerde, klasik dörtlü, ben, Engin, Gülden, İbrahim, söylemiştim di mi daha önce, seviyorum ben bu grubu, acayip eğleniyorum..
.
Gülden günler öncesinden biletlerimizi almış, vizyona girdiğinin ertesi günü akşam 21:00 seansı için buluştuk, yemek yedik, tabi ben yılbaşı hediye olayının bu sene suyunu çıkardığım için geçmiş bile olsa onlara da hediye alalım diye tutturdum buluşma öncesinde, tabiî ki aldık :)
.
yemekte sohbet ederken ve hafta sonu bişeyler yapalım yine derken, Engin ben balık tutmaya gidicem yokum dedi, biz de gelelim diye ısrar ettik, tehdit ettik, yalvardık ııh dedi, inat… İbrahim piknik dedi, ben atladım tamam pikniğe gidelim yeni bardak aldım ikea’dan renkli renkli dedim, çok güldüler. Onlar kahvelerini içerken ben içmedim, görüntüsü şahaneydi kahvelerin, unuttum valla adını kafenin, cevahirde tiyatronun bitişiğinde..






















babama daha önce gözüme kestirdiğim eşofmanı almaya gittim. Sevgili başka mağazalara girmeyeyim diye 15 dakikan var dedi, başka mağazalara girmedim ama o 15 dakikayı fazlasıyla geçtim :) beklemeyip gitmişlerdir diye düşündüm ama bekliyorlardı, tam salona gireceğiz Engin bir haber verdi, tam arkamızdaki sırada kim var bilin dedi, onun 3 arkadaşı, biri ev arkadaşı… bu salon dedim en az 200-300 kişilik üstelik bizim biletler çok önceden alınmış bula bula bizim dibimizi mi bulmuşlar dedim, çok güldük, çok şaşırdık, ama şaşırmamız sadece bununla sınırlı kalmadı, sinema salonunda ne ikram eder insanlar birbirlerine koltuklar arasında, mısır, içecek, sakız, jelibon (bizde normalde bunlar olur) di mi ? bir ara kafamı yana çevirdim sevgilinin elinde bir pastane kutusu ve içinde mini ekler, evet sinemada yemek için yanlarında ekler getirmişler, Engin’de bize ikram ediyor, yok artık dedim… diyette olduğum için yemedim...
.
önceki yazıyı bitirdim, bu yazıyı da otobüste yazıyorum, bu bindiğim 2. otobüs, niye daha önce akıl etmedim ki böyle yazmayı, bi de ters oturdum geri geri gidiyorum, midem falan da bulanmaz benim.
.
Yine yazdım bir sürü şey başlıkla ilgili olmayan :) filmi beğenmedim, bu kadar açık ve net, emeğe saygı duyarım kesinlikle ama ııh cem yılmaz olmamış.. bu filmi o değil de başkası yapsa yerden yere vururlardı, cem'in herkeste kredisi sonsuz olmalı… ince espriler var mıydı evet, zekice miydi evet ama o kadar… ki ben öyle böğüre böğüre gülelim amacında ve derdinde değilim, sonuçta bunun bir stand up olmadığını film oldğunu biliyorum ama ne biliiim, Hasan diye bir arkadaşım var, filmle ilgili çok güzel yazmış, pek benzeşmiyoruz yorumlarımızda ama :)
.
Bizim dörtlüden ben hariç 3 kişi Avatar'ı izlemiş bayılmış, e dedim aşk olsun hani bana, sevgili söz verdi 2. kez izlenecek film, gideriz dedi… (bak dedim ya bulanmaz diye, midem bulanmaya başladı, yanımdaki sigara kokan adam nedeniyle olabilir mi)
.
sinema çıkışında yine beni eve bıraktılar, mahcubiyet haneme bir çizik daha attık :( (araba alıcam) ki ben böyle dedikçe kızıyorlar, eve gelirken İbrahim dürümcü sordu, sevgili et/dürüm yemeyen benim doğru tavsiyede bulunamayacağıma kanaat getirdi, vazgeçtik…
.
Eve geldik, babamın Engin'e ayırdığı, balkonda iplere asıp beklettiği kış kavununu verdim, bir de ona ikeadan hani şu 20 tl’lik sehpalardan almıştım onu verdim, yüklendi gitti :)
.
bu yazı da burada (nihayet) bitti :) ne geveze oldum di mi :)

5 yorum:

Zeynep'in Evi dedi ki...

ben mümkün değil otobüste geri geri gidemem, pardon düz giderim ama arkaya dönemem:)seni okurken bile midem bulandı otobüste olduğumu hissettim:)

türk filmlerine karşı bir türk olarak! önyargılıyıım hadi bu iyidir diye hangi türk filmine para versem hüsrana uğruyorum..yahşi batı mı? bilmiyorum:)

Bellek Kutusu dedi ki...

Ben çok kısa mesafede bile ters otursam anında alt üst oluyorum, blog'a post girdiğimi düşünemiyorum bile:)

meltem dedi ki...

hahahaha canım benim yaaa evet gevezesin iyi ki de öylesin:)))
ben de otobüste telefondaki meajı bile okumaya kalksam kusarım alim allah:)
filmi çok merak ediyorum sürekli farklı yorumlar okuyorum merakım gitgide artıyo

yıldız dedi ki...

Seda otobüste kendi kendine nazar değdirmişsin tatlım;))

Film süper komik değildi ama ilk yarıda epey güldüm,Cem Yılmazı çok sevdiğim için beğendiğimi söyleyebilirim.

Adsız dedi ki...

kahvenin adı schiller

Melik

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...