Başlığını gördüğümde çok şaşırdığım bir e-mail aldım geçtiğimiz günlerde
Tefal'in Besleyici ve Lezzetli Yemek Şenliği'ne davet ediliyordum
şaşkınlığımı attıktan sonra hemen katılacağımı bildirdim, çok heyecanlanmıştım :)
.
tüketiciler tarafından 1 kaşık yağ ile 1 kilo patates pişirilen makine olarak bilinen Actifry ile düdüklü tencerede devrim niteliğindeki Nutricook’u hem tanıyacağımız hem de birlikte deneyimleyeceğimiz bir gün olacağı yazıyordu gelen bilgilerde
.
eyvah eyvah dedim önce, sonra evindeki her mutfak eşyası Tefal olan kardeşimi aradım :) bana anlat biraz dedim nedir bu tencereler nasıl kullanılır, onda Clipso varmış ve "hayat kurtarıyormuş" aynen böyle dedi, ki onu çok eleştirmişliğim var bunun da markası olur mu amma marka takıntılı oldun sen demiştim, sonra bana teflon tavada köfte yaparken göstermişti, bak bu tava Tefal olsaydı köftenin her tarafı eşit olarak kızarırdı dedi, ee niye aldın o zaman dediğimde hediye geldi cevabını aldım :)
.
bende heyecan tavan hala, yanımda misafir götürüp götüremeyeceğimi bilmiyordum, sormaya da utandım, istedim ki Pınar gelsin, ben beceremezsem o el atsın :) neyse geçtiğimiz Cumartesi günü tuttum Mutfak Sanatları Akademisi'nin yolunu, hatta sevgilim sürpriz yaptı o götürdü, sonra gitti
.
MSA'ya ayrıca bayıldım, nasıl kapsamlı bir yer, nasıl donanımlı anlatamam..
İçeriye ilk girdiğimde manzara tam tahmin ettiğim gibiydi, aa sen o musun, blogunun adı neydi, kahkahalar sarılmalar :) hatta bu manzarayı OİP'nin bir anatomi olarak yayınlamasını bekliyorum :) ben bir tek Burcu'yu tanıdım, o da gamzelerinden, hatta ona da öyle söyledim :)
.
insanların bloglarının adını duymaya başladığımda aklımdan geçen tek şey "benim ne işim var burada" oldu, zira hepsi yemek blogu, dedim herhalde o kadar acınası haldeyim ki yemek konusunda, gelsin şu kızcağız da bişeyler öğrensin dediler :)
.
Tefal yetkilileriyle kısa bir tanışmadan sonra hemen yerlerimize geçtik, dedim ya MSA inanılmaz donanımlı bir yer, gerçi bende nasıl olmasını bekliyordum ki böyle bir yerin, herkesin önünde bir tezgah, arkada ocak ve eviye, yani bir mutfakta olabilecek her şey var kısacası, bir de herkesin solunda yukarıdan sarkan bir bir lcd ekran var ki şef kendi masasında çalışırken sesini duyuyor görüntü için kafayı yukarı kalddırıyorsun :) aman çok mu önemli mi demeyin, her ne kadar tane tane anlatsa da hızlı anlatıyor, o soğanı "bakmadan" incecik doğrarken ben soğanı hala inceliyor oluyorum :) ama hakkını vermeliyim, çok açık açık, detaylıca anlattı
.
biz gelmeden önce Nutricook ile pişirilmiş ve çalışma alanlarımıza bırakılmış sebzelerin çiğ olduğunu düşünen tek ben değilmişim diye ilk sevincimi yaşadım, ama nasıl diri görünüyordu anlatamam, mümkün değil yemeden dokunmadan anlayamaz kimse..
asıl ilgimi çeken Actifry (bayılıyorum kızartmanın her türlüsüne) ile gözümüzün önünde pişen patatesleri lüplettik oracıkta :) iyi güzel ortam güzel, muhabbet güzel, sıra geldi çalışmaya, Allahtan bir yanımda Sevil (daha önce telefonda konuşmuştuk, pek şaşırdık bu tesadüfe) diğer yanımda Hilal var, şanslıyım di mi ? gerçi bıktırdım ikisini de, hatta abartıp Hilal'in annesinden bile yardım istedim, anlatıcam onları da :)
. .
ilk önce dilimlenmiş önümüzde hazır duran sebzeleri kızarttık Actifry ile, bende kabak vardı, ay çok lezzetliydi çok, 25 dakikada o pişerken Nutricook ile safran soslu dil balığı yaptık, balığı sardım sarmaladım iyi güzel de, sosu yaparken 10 kere Hilal'e 20 kere Sevil'e soru sordum, sağolsunlar tüm güleryüzleriyle yardım ettiler
dee onlar içlerinden geçirmese bile ben sesli düşünerek "ne işim var benim buradaaaa" dedim, güldüler ama Hilal evli olmadığımı duyunca normal karşıladı bu durumu, aaa bu arada balık ve sosunun yapımı çok az sürdü ama ben o panik ve heyecandan unuttum
.
neyse sonra sıra geldi pirzolaya, şefimiz Aykut Ertaş demez mi etin kenarındaki yağları alın, iyi de ben dokunamam ki ete :( melül melül bakarken (ellerine bayıldığım) Hilal'in annesi imdadıma yetişti, sağıma soluma bakıyorum nasıl hızlı ve pratik yapıyorlar doğrama işlemlerini, ben 1 tane minik soğan doğrarken Hilal 4 tane soğanı doğramıştı, etleri de attık Actifry'a, tabi her işlemden sonra yıkadık, o kadar pratik ki, ya da ben mutfak değil de temizlik işinden anladığım için o kolay gelmiş olabilir
.
unutmadan, soğanları küp kesin dedi şefimiz, ben koca soğanı ortadan ikiye böldüm sonra soğan bana baktı ben soğana, kara kara düşünürken kafamı bi kaldırdım Tefal Nutricook Senior Ürün Müdürü Ömer Bey bana bakıyor, güldü halime ve dedim ki size bir sır vereyim mi, ben hayatımda ilk defa tek başıma bu kadar yemek pişiriyorum, bir kahkaha attı muhtemelen şaka yaptığımı sandı ve arkasına bakmadan uzaklaştı :) dedim ki şimdi gelecek, Seda hanım katıldığınız için çok teşekkür ederiz kapı bu tarafta diyecek :)) şaka bir yana yeri gelmişken Tefal ekibinden de bahsetmek isterim, inanılmaz tatlı bir ekipler, günün bu kadar güzel geçmesinde şüphesiz onların katkısı çok büyük, bi kere çok samimiler, sıcaklar ve verdikleri bilgiler son derece mantıklı, ürünler konusunda abartmak bir yana fazla mütevazi bile davranıyorlar, bu iki makine benim evimde olsun kim demiş Seda yemek yapamaz diye etkinlik sırasında Pınar'a sms gönderdim :) çok içten diledim herhalde gün sonunda Nutricook'lar katılımcılara hediye edildi, ben çok şaşırdım, daha önce benzer etkinliklerde katılımcılara hediye veriliyormuş ama benim için ilkti, dolayısıyla bana sürpriz oldu :)
.
çenem düştü yine, çok uzun yazı oldu farkındayım, ama anlatmak istiyorum her bir detayı :) mesela az daha yangın çıkarıyordum :) şimdi ocakların arkasında pencere var, orada da kağıt havlu, gider gitmez ikram edilen patatesleri yemeden önce ellerimi yıkadığımı önemle belirtmek isterim, işte böyle yıkama faslının birinde aldığım peçetelerden biri pencerenin önüne düşmüş, e onun önünde de Nutricook altı yanar halde, sen bu peçete tutuş, Allahtan Sevil gördü de uyardı, o kocaman tencereden arkasını görmem mümkün değil çünkü, hemen bir bardak su attım söndü, hiçbir şey olmamış gibi devam ettim, pişkinliğime bakar mısınız :))
.
bu arada sürekli telefonumun çaldığını söylemiş miydim, meraklı sevgilim habire aradı, Gülden ve İbrahim yanındaymış, dedim gelin misafir alınıyor Gülden yanıma gelir, en fazla 10 dakika sonra masamda fazla olan önlük ve kep Gülden'in üzerindeydi :)bu ortamı gördükten sonra Gülden blog yazmaya karar verdi :) tam et pişmişti geldiklerinde, zaten 10 dakikada pişiyor şaka gibi değil mi ? risotto da pişmişti ama ben içine tercihinize bağlı denen kremayı da boca ettiğim için yemedim, bi de niye koydun yemiyorsan diyen Hilal'e ama sen koy dedin dedim utanmadan, halbuki öyle bir şey dememiş bana, valla kız çok sabırlıymış :)
o sırada arkaya bi döndüm pencerenin arkasından 2 tane kedi karnımız aç işareti yapıyor, ben et yemem Gülden yemedi ee napiim, Zümrüt Hanım'a sordum arkadaşlarıma ikram edebilir miyim diye, tabi tabi hatta içeriye davet edin dedi yok dedim ben bu tabağı götüreyim yeterli :) Engin ve İbrahim kıvırdılar 2'şer kalem pirzolayı, doymayıp 2 kişi yan tarafımda olan arkadaşımın (çok özür diliyorum ama emin değilim :((( Nesli'cim sendin di mi ? ) pirzolalarına göz diktiler, kedilere piisttt dedikten sonra elma tatlısını yapmaya başladık
.
.
işte benim yiyeceğim, ba-yıl-dım, tarçınlı elma tatlısı, üzerinde dondurma ay nefisti nefis, şiddetle öneriyorum, yakında tariflerle ilgili hizmete girecek sitede yer alacaktır mutlaka tarifi, Actifry sahibi olan herkes denesin mutlaka, beğenmezseniz çağırın ben gelir yerim, bu tatlı da 10 dakika falan sürdü, tabi ben aklımda tutamadığım için süreleri, ama çok kısa sürede olduğuna eminim :)
.
bu arada biraz ilerideki hanımlarla konuşurken olmadık işler peşinde blogunun sahibesiyle tanıştım, suratımda şaşkın ve kocaman bir gülümseme "anatomiiii" dedim :) bayıldığımı duyunca sevindi ve rahatladı :) yok artık dedim gayet gerçekçi anatomi, çoğunda kendimden bişeyler buluyorum, dürüst olalım dedim :)
günün sonunda sertifikamı da aldım :) artık bana beceriksiz diyemeyecekler :) şaka bir yana Pınar'ın da dediği gibi hayat kurtarır bunlar, "şey" demiyoruz Emrah Bey üzülüyor, adı var onların :)) kullanımı çok basit, ben ! bile yemek pişirebildiysem herkes pişirir... çok kolay ki... koy yemeği hazneye, kapat kapağını, ayarla dakikasını, bas tuşuna bak öbür işine :)
.
hatta günün sonunda Nutricook sahibi de oldum, bayıldım tabi bu jeste, annem de çok sevindi, deneyelim bir gün dedim, yok çeyizine saklarız dedi ben gözlerimi devirirken :) ama hazır çeyiz demişken (hiçbir şey almışlığım yok) alınacaklar listemin başına Actifry'ı yazacağım kesin :) fotoğraflarda nasıl mutluyum Actifry başında :) aa bu arada bu yeni model, 1 kaşık ile 1,5 kg patates kızartıyor ve daha geliştirilmiş bir model...
.
buradan tekrar Tefal ekibine, Ömer Bey, Emrah Bey, Zümrüt Hanım ve Emine Hanım'a çooookk teşekkür ederim, o kadar güzel evsahibiydiniz, bana kendimi o kadar iyi hissettirdiniz ki çok sevdim sizi çok :)
Şefimiz Aykut Ertaş, ona da çok teşekkürler, ilk gördüğümde yaşlı ve şişko olmayan aşçı da oluyormuş dedim :)) çok şeker çok sempatik ve çok "becerikliydi" :) özel ders veriyor mu acaba :) hani belki evlenince ihtiyacım olur :)
vee Project House çalışanları, blogumun çok ben ben olduğunu, günlük niyetine yazılmış öylesine bir adres olduğunu zannediyordum, iyi ki blog yazıyorum dedirttiniz bana, sonsuz teşekkürler :)))
10 yorum:
Senle tanışmak gerçekten ama gerçekten çok güzeldi. Hiç de usandırmadın canım. Üstelik annemde seni çok sevdi
Canım tebrikler!!! eee eğlenmişsin belli.Resimler keyifli.
çok cicisiiiin :) artık ben evlenmeden öğretirsin bana yemek yapmayı :P
Ne güzel bir etkinlik olmuş,seni ve katılan bütün arkadaşlarımı tebrik ediyor.Çok hoş geçirdiğiniz içinde kutluyorum.Sevgilerim senin olsun.Öptüm....
yemek bloğu bekliyoruz senden :)))
aaa süpermiş :))) çok şık olmuşsun
et sevmiyorsan, bana gönder:-PPP
sedacığım evet gamzelerimden tanıma olayını unutamayacağım, süpersin :)) hemen fotolarını mail atıyorum ve seni öpüyorum
seda ne güzel valla özendim...
seda cok tatlı görünüyorsun her fotoda ayrı, tefal cok şey kattı bak hissettim burdan :) iyiki gitmişsinn
ay herkesler oradaymış yahuuuuu :):) ne de güzle olmuş :)
Yorum Gönder