16 Aralık 2008 Salı

ilkler... ilkler... ilkler...


Enişteme söz vermiştim bayramda çikolata yapmak için, tembellikten diil gelen gidenden yapamadım, o da o zaman çarşamba günü gelir hem elimi öpersin hemde çikolatanı getirirsin dedi

bu arada ben bahsederken sürekli eniştem enişte diyorum ama burak benden 2 yaş büyük, ilk zamanlarda şakasına enişte-baldız muhabbeti olmuştu öyle de kaldı :) yoksa hep enişte demiyorum

evlendiklerinden beri evlerine 1 kez gitmiştim annem ve babamla birlikte
halbuki onlar evlenmeden önce ne hayallerimiz vardı, bana da bir oda, anahtar gibi :) ama kısmet olmadı, bazı olaylar aslında küçük ama büyük gibi görünen olaylar, tavırlar amaaann bir sürü şeyden dolayı hiç kimse gerçekten, içten istemedi böyle bir gidip gelme olayını, asıl kırgınlık bendeydi çünkü ben düğünlerine çift olarak katıldım evlerine de çift olarak davet edilmeyi bekliyorum

neyse artık sevgilinin de git artık demesi ve kararımı değiştirmemem için telefonumu alıp geliyorum mesajını kendi yazması ve göndermesinden sonra gittim.

canım eniştem en önemli misafirimiz geliyor nasıl ağırlayalım seni diye beni nasıl onore etti :) zaten sorun biz kızlarda, büyüklüğü gösteren hep damatlar, son derece olgun ve sakin davranıyorlar bizim gibi parlamıyorlar, asıp kesmiyorlar hemen

annem çok mutlu elbette, söylemeye gerek yok.. çıktım evden, ikea'da buluştuk önce, Hilalimizin doğum günü var, ikram olayını pınar ve ben üstlendik, birkaç malzeme eksiğimiz var onları alacağız, koskoca ikea'da kağıt bardak bulamadık, birkaç bişey aldık çıktık, tam eve gidiyoruz fikir değiştirdik Ela'yı görmeye gittik.

beni tanıyanlar bilir, insanlar hayattan bazı şeyler isterler, kariyer, para, koca, ev, araba, falan filan, benimse istediğim tek şey bir bebek

bayıldım Ela'ya büyümüş bile :)

oradan da çıktık eve geldik, pınar bize çok güzel yemek yaptı, bu yemeği annemden öğrenmemiş ilk defa yedim çünkü, ama gayet lezzetliydi çok beğendim bi de bana anneme çok abartarak anlat diyor :)


Fenerbahçe'min maçı vardı o akşam, hiç bahsetmek bile istemiyorum, ne oyundan, ne skordan, ne Volkan'dan, ne hatadan, ne elenmekten..

Bu arada o akşam Burak blogumu öğrendi, ben söyledim daha doğrusu :)

çok şaşırdı, hemen okumak istedi, bu arada Pınar'a göstermeden okumaya çalıştı, gece en sonunda pcyi alıp tuvalette okudu, çok güldüm...

birkaç gün sonra anlatıyo, gezdiği sayfalar temizliyormuş, Pınar farketse diyecek diyo kocam nerelere giriyor da siliyor bunları :)

ertesi gün güzel bir kahvaltı, caddede dondurma ve ben yola çıktım, yola çıktım diyorum çünkü bostancı-büyükçekmece'den bahsediyorum :) gelirken mağazaya'da uğradım sonra eve döndüm, sevgilinin işi vardı görüşemedik, ertesi gün yani Cuma günü de işi vardı yine görüşemedik, o gün voleybol maçına gitti galiba, bende bütün gün evdeydim, hatta babam şaşırdı hayret evdesin falan diye:)

3 yorum:

sedaca dedi ki...

çok sevindim pembeyi beğendiğine :)

evet yemeğin ne olduğunu söylememişim, kabak graten aslında ama pınar onu kendi damak zevklerine göre değiştirmiş, minik minik tavuk, garnitür, biber, domates, havuç falan vardı içinde üzerinde de dilimlenmiş kaşar peyniri
fırına verirken üstüne domates sosu yapmış, domates canavarı...

biraz yemek tarifi gibi oldu :)

Adsız dedi ki...

kısmet bugüneymiş.ilk okuduğumda çok şaşırdım,beklemediğim kadar dolu ve güzel buldum burayı.her gün giriyorum;okumaya sabırsızlanıyorum..sorduğunda söylediğim gibi sen dolu burası;bi tek inatçılığın eksik biraz:)

bu arada iyi ki geldin bu yazıda bahsettiğin gibi;her zaman gel..iyi ki geldin,iyi ki varsın..

not:çikolatalar hemen bitti.parmaklarımı yiyebilirdim süperdi:)

sedaca dedi ki...

afiyet şeker olsun eniştecim, yeni kalıplar buldum onları alayım yine yapıcam :)

evet dediğin gibi ben dolu burası
baştan herkesin okuma ihtimali var acaba yazmasam mı dediğim şeyler oldu, sonra okusunlar ne var ben yaşadım bunu dedim :)

eee inatçı değilim ki ben demek istedim bi an :pp diyemedim

inatçılığımla ilgili şeyler de okursun hiç merak etme :)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...